Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılması, harici veya fiili taksim yoksa, uyuşmazlığın TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanılması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği-Davaya konu taşınmazın karar tarihinden sonra toplulaştırma işlemine tabi tutulduğu anlaşılmakla, yeni oluşan durum da değerlendirilerek, mahallinde tekrar keşif yapılarak hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava tarihi itibariyle sulh hukuk mahkemelerinin görev sınırını belirleyen 1086 sayılı HUMK’nın 8. maddesindeki, miktarın üstünde olduğunun belirlenmesi halinde davayı görmeye sulh mahkemeleri değil, asliye hukuk mahkemeleri görevli olacağından, görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde işin esasına girilmesi gerektiği-
Bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı-
el atmaya konu olduğu iddia edilen baz istasyonunun davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği 2205 parsel üzerinde olmayıp, bu taşınmazla komşu 116 parsel içerisinde bulunup bu parselin de davacı hazineye ait olduğunun anlaşılması, davacı vekilinin buna ilişkin olarak mahkemeye düzeltme dilekçesi sunup maddi hataya dayalı yanlışlıkların düzeltilebileceği karşısında davacı vekilinin dilekçesi doğrultusunda yapılan hatanın açık bir maddi hata olduğu kabul edilerek davanın düzeltilen doğru parsel üzerinden yürütülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Açılan tapu iptali ve tescil davasının sonucu el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemli diğer davanın sonucunu etkileyeceğinden, taraflar arasında görülen tapu iptal- tescil davasının sonucunun beklenmesi ondan sonra eldeki dava yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının, Türk parası dışında yabancı bir para üzerinden istekte bulunması halinde, bu paranın istek tarihindeki kur üzerinden karşılığı tespit edilerek, HMK mad. 26'ya uygun talep miktarı belirlendikten sonra harcın alınması gerektiği-
Maliki olduğu parsele davalı tarafından demir kapı, çit yapılmak suretiyle müdahale edilmesi nedeniyle taşınmazına geçişinin engellendiğini, taşınmazın davalı tarafından kullanıldığını ileri süren davacının istemi kabul edilerek, demir kapının yıkılmasına, davacının kullanımının engellendiği gözetilerek, engellenen kısım yönünden el atmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verileceği-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının, davalının davacı adına kayıtlı taşınmazı fuzulen işgal edildiği iddiasıyla açıldığı; anılan isteğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu-
Çekişme konusu taşınmazda hangi davalının hangi bölümleri kullandığı tam olarak belirlenmeden sonuca gidildiğinden, mahkemece anılan taşınmaz üzerinde yeniden keşif yapılıp davalıların kullandıkları bölümlerin ayrıntılı olarak saptanıp, davalı şirket hakkında da elatmanın önlenmesine ve davalıların kullanım durumlarına göre ayrı ayrı hesaplanarak ecrimisile karar verilmesi gerekeceği-