"... Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 05.11.1999 tarihli sözleşme uyarınca müvekkilinin zamanında işe başlayarak bütün taahhütlerini yerine getirdiğini, ayrıca davalı idare tarafından müvekkiline sözleşme dışı işler de yaptırıldığını, ancak davalının sözleşme süresi içinde yaptığı ödemeleri bir sonraki hak edişlerde hiçbir sebep göstermeden iptal ettiğini, sözleşme dışı yapılan çoğu imalatın parasını ise ödemediğini, müvekkiline süre uzatım haklarının yanlış ve eksik verildiğini, müvekkilinin 2003 yılında iş yapmasına rağmen davalının 2002 yılı birim fiyatları ile eksik ve yanlış ödeme yaptığını, müvekkilinin hak ediş raporlarını ve bazı kesin hesap raporlarını ihtirazı kayıtla imzaladığını, müvekkilinin o tarihte mali müzayaka hâlinde olduğu için kesin hesap ve hak ediş raporlarını imzalamak zorunda kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 175.000,00 TL bedelin imalatın yapıldığı yıldaki fiyatlar nazara alınarak değişik oranlardaki reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 18.03.2019 tarihli ıslah dilekçesinde; davadaki diğer talepleri aynı kalmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu 175.000,00 TL’nin temerrüt tarihi 05.01.2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 2. maddesi gereğince Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının (TCMB) kısa vadeli avanslar için uyguladığı değişen oranlı faiziyle birlikte bu talep kabul edilmezse temerrüt tarihinden itibaren dava dilekçesindeki gibi değişen oranlı reeskont faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir..."
Basiretli tacir- Gabin-
Davacı yüklenici şirket vekilinin açıklama dilekçesinde, direnme kararı verilmesini talep ettiği beyan dilekçesinde ve temyize cevap dilekçesinde; ek sözleşmenin bir suretini gergin ve tartışmalı ortamın etkisiyle stresle ve bir anlık dalgınlık sonucu dikkatsizlik eseri ihtirazı kayıt koymaksızın itirazsız imzaladığını ifade ettiği, oysa davacı taraf sözleşme konusu işi üstlenen yüklenici olarak basiretli tacir gibi hareket etmekle yükümlü olduğu gibi davacının müzayaka hâlinden ve davalı iş sahibinin davacının zor durumda kalmasından, düşüncesizliğinden ve tecrübesizliğinden bilerek yararlanmış olmasından bir başka ifadeyle davacının iradesinin fesada uğratıldığından da söz edilemeyeceği, edimler arasında açık bir nispetsizlik bulunmadığı da gözetildiğinde somut olayda aşırı yararlanmanın (gabinin) koşulları gerçekleşmediği, bu durumda mahkemece aynı tarihli olan ve davacı yüklenici tarafından itirazsız imzalanan ek sözleşmenin (sulhnamenin) geçerli olduğu kabul edilerek bu ek sözleşmeye (sulhnameye) itibar edilmek suretiyle davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği-