Trafik Kazası Nedeniyle Sağlık Giderlerinde Sorumluluk- Haksız Fiil- Maluliyet Raporu- Aktüerya Raporu- Delillerin Toplanması-
ZMSS Genel Şartları; trafik kazası sonucunda mağdurun ‘tedavi sürecinde ortaya çıkan bakıcı giderleri’ ile ‘diğer tedavi giderleri’ ve ‘çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin’ sağlık giderleri kapsamında sayılarak, bu giderlerin SGK’nın sorumluluğu kapsamında ödeneceği düzenlemesi karşısında, KTK mad. 98 uyarınca SGK’nın sağlık giderlerinden sorumluluğunun; trafik kazası sonucunda kişilerin üniversite hastaneleri ile resmi ve özel hastanelerde ki tıbbi tedavileri ile sınırlı olduğu dikkate alınarak, ZMSS Genel Şartlarının düzenleyici işlemlerden olması ve düzenleyici işlemler ile kanun hükmünün kaldırılamayacağı, değiştirilemeyeceği ve genişletilemeyeceği açık olduğundan, bahsi geçen düzenleyici işlem ile SGK’nun kanunda belirtilen sorumluluğunun genişletilemeyeceği- Davacının ‘asgari ücret’ dikkate alınarak hesaplanan sağlık giderlerinin (aktüerya raporu) usule uygun olarak belirlenmediği yönündeki itirazı; davacı tarafından vergilendirilmiş gelirine dair bir belgenin bulunmaması ve yine davacı tarafından herhangi bir belgenin sunulmaması birlikte değerlendirildiğinde, davacının trafik kazası tarihinde, sürekli ve düzenli olarak elde ettiği gelirin ‘brüt asgari ücret’ olarak dikkate alınmasında bir sakıncanın bulunmadığı- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esas unsur olması sebebiyle, somut durumda, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMSS Genel şartları ve yönetmelikler dikkate alınarak 'maluliyet raporu'nun belirlenmesi gerektiği- Yeterli bir inceleme yapılmadan tahkikat ile tahkikatın hiç yapılmamış olması arasında sonuç bakımından bir farkın olmadığı, her iki halde de taraflar ilk derece mahkemesindeki yargılamada hukuki dinlenilme hakkından mahrum bırakılmış olacağı, bu sebeple önemli olan kaç delilin toplanıp kaç tanesinin eksik bırakıldığından çok, uyuşmazlığın hali için önem arz eden delillerin toplanıp toplanmaması hususu olması yanında, davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin “hiçbirinin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin uyuşmazlığın çözülmesi için taraflarca gösterilen delillerden hiç birinin toplanmaması ya da deliller bütünü ile çözüme ulaşılabilecek hallerde bu bütünü oluşturan delillerden “birinin” toplanmamış olması halleri olduğu-