İçerik Akışı

Depo kararı-Önalım davası-Özel dava şartı-Fiili taksim iddiası

Fiili taksim iddiasının araştırılması gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırıldığı, mahkemece bu hususta araştırma yapılmadan önce satış akdindeki bedel üzerinden depo kararı verildiği ve ara kararın yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, davacının verilen sürede depo kararını yerine getirmeyip yargılamanın sonuna kadar süre talep etmesinin hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirildiği, yine fiili taksim iddiasının davalıya ait bir savunma olmadığı, davacının iddiasının zaten ön alım hakkı olduğu, bu nedenle üzerine düşen depo sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği- Ön alım davalarının değeri para ile ölçülebilen davalardan olduğu, ön alım bedelinin depo edilmesinin özel dava şartı olduğu, buna yönelik ara karara uyulmaması halinde usulden ret kararı verilmeyip işin esası hakkında değerlendirme yapılarak ret kararı verileceği, esasa yönelik ret kararı verilmesi halinde değeri parayla ölçülebilen bu tür davalarda avukatlık ücretinin de nispi olarak belirlenmesi gerektiği, mahkemece esastan ret hükmü kurulduğu halde davalılar yararına maktu avukatlık ücretine hükmedilmesinin yerinde olmadığı-

Bono - Aval - Menfi tespit - Kaşe - Vekaletname

Dosya kapsamında incelenen takibe konu bonolarda üç imza bulunduğu, düzenleyen dava dışı şirket (E) Ltd. Şti. kaşesinin dışında iki imza, diğer imzanın ise (F) tarafından isminin yanına, açıkça "avalimdir" yazılarak atıldığı, bu durumun davalının cevap dilekçesi ile de kabulünde olduğu, dava dışı (E) Ltd. Şti. nin vekil olarak dava dışı F'yi tayin ettiği, şirketin yetkilisi olarak noterde şirketi davacının temsil ettiği noterde düzenlenen vekaletname ile görüldüğü, davacının dava dışı (F)'ye verdiği şahsi bir vekaletnamenin bulunmadığı, davacının aval olmadığı, bonolar üzerinde imzası bulunmadığından, mahkemece menfi tespit davasının reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-

Vekalet görevinin kötüye kullanılması - Tapu iptal ve tescil - Muris - Akrabalık bağı - Dürüstlük kuralı

Taksitle ödeme sözleşmesinin devamı müddetince satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- Taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış isteme süresinin duracağı- Haciz tarihinde yürürlükte bulunan yasa gereğince satış isteme süresinin 2 yıl olduğu, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihrihten taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihe kadar 6 ay 9 günlük bir satış isteme süresinin işlediği, geriye 1 yıl 5 ay 21 günlük sürenin kaldığı- Taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihten itibaren kalan sürenin işlemeye devam edeceği, bu durumda mahkemece taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihin araştırılarak satış talebinin süresinde olup olmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-

Taksitle ödeme sözleşmesi - Satış isteme süresi - İhtiyati haciz - Kesin haciz

Taksitle ödeme sözleşmesinin devamı müddetince satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- Taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihte satış isteme süresinin duracağı- Haciz tarihinde yürürlükte bulunan yasa gereğince satış isteme süresinin 2 yıl olduğu, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihrihten taksitle ödeme sözleşmesinin yapıldığı tarihe kadar 6 ay 9 günlük bir satış isteme süresinin işlediği, geriye 1 yıl 5 ay 21 günlük sürenin kaldığı- Taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihten itibaren kalan sürenin işlemeye devam edeceği, bu durumda mahkemece taksitle ödeme taahhüdünün ihlal edildiği tarihin araştırılarak satış talebinin süresinde olup olmadığı tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-

İhtiyari arabuluculuk - Arabulucunun aydınlatma yükümlülüğü - Arabuluculuk anlaşma belgesi tutanağı - Arabuluculuk son tutanağı -

İhtiyarı arabuluculukta arabulucunun arabuluculuk faaliyetinin başında tarafları; arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmediği ve arabuluculuk anlaşma tutanağının niteliği ve hukuki sonuçları hakkında taraflara gerekli açıklamaları yapmadığı - Aynı zamanda "ihtiyari arabuluculukta arabuluculuk anlaşma belgesi-tutanağı" ve "ihtiyari arabuluculukta son tutanak" başlıklı belgelerde çelişkili ifadelerin bulunduğu - Bu hâlde arabuluculuk görüşmeleri usulüne uygun olarak yerine getirilmediğinden geçerli bir anlaşma belgesi bulunduğunun ve anlaşılan konularda dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-

İtirazın iptali davası -Hak düşürücü süre - Arabuluculuk anlaşamama tutanağı - İtirazın tebliği

İtirazın iptali davasının, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde açılması gerektiği (İİK m. 67/1)- Borçlu tarafından yapılan itirazın davacı-alacaklıya tebliğ edilmediği bir durumda, zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş ise dava açmak için Kanunda öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin yine itirazın davacı- alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlayacağı, hak düşürücü sürenin arabuluculuk anlaşma tutanağının imza tarihinden itibaren başlamayacağı-

Telif hakkı- İzinsiz baskı- Mali hak devri sözleşmesi

Telif hakkına yapılan tecavüzün önlenmesi, maddi manevi tazminat istemlerine ilişkin davada; davacının delil olarak dayanılan taahhütnamenin izinsiz baskı yapılamayacağı şartını içeren bir sözleşme olduğu ancak geçerli bir mali hak devri sözleşmesi olmadığı; davacının basım ve yayımına izni bulunan ciltlerin taraflar arasındaki anlaşmadan daha fazla basılarak mali haklarının ihlal edildiği hususunu ispatlaması gerektiği- Mahkemece davalının belirlenen miktarın üzerinde baskı yapıp yapmadığı alınan bandrol sayısı ve davacı delilleri ile birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği ve davacının izni hilafında, tarafların yazılı olmayan anlaşma süreleri dışında (yaklaşık 2012 yılı sonrasında yapılan basımlar) veye anlaşma kapsamında olmayan ciltler bünyesinde davalının soruları bastırdığı iddialarına ilişkin değerlendirmede de davalının dava konusu soruları davacı izni hilafında kullanıp kullanmadığı denetlenerek karar verilmesi gerektiği-

Arabuluculuk - Görevsizlik kararı -Tüketici mahkemesi - Kesin süre - Dava şartı yokluğu-

Davacı tarafça Asliye Hukuk Mahkemesine dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı ve tüketici mahkemesine verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine görevli mahkemece 1 haftalık süre verilmesine karşın davacı tarafça arabuluculuk başvurusunun yapılmadığı- Davacı süre verilirse arabuluculuk faaliyetine müracaatta bulunabileceklerine ilişkin beyanda bulunmuşsa da, görevli mahkemece 1 haftalık süre verilmesine karşın davacı tarafça arabuluculuk başvurusunun yapılmadığının anlaşıldığı- Arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması durumunda davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-

Hükmün tamamlanması- Hükmün tashihi- Ek karar- Faiz süresinin aylık olarak belirtilmesi-

Davacı vekilinin hükümde faiz süresinin “aylık” olarak belirtilmesine yönelik talebinin "hükmün tamamlanması" istemine ilişkin olduğu ve davacı vekilinin talebinin kabul edilmesi gerektiği-

Mevduat sahiplerine ait kişisel verilerin korunması- Şifre bilgilerinin 3.kişilerce ele geçirilmesi- Bankanın özen yükümlülüğü-

Mahkemece alınan bilirkişi raporunun alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenmemiş olup dosya içeriği itibariyle yeterli olmadığı, raporda bankanın internet bankacılığı yönünden kusurunun olmadığı belirtilmiş ise de bankanın mevduat sahiplerine ait kişisel verilerin yer aldığı bilgilerin korunması ve 3 üncü kişilerin eline geçmesinin önlenmesi bakımından gerekli önlemlerin alınması gerekeceği- Mahkemece internet bankacılığı yönünden uzman bilirkişi, bilişim uzmanı ve elektronik mühendisi bilirkişilerden oluşan 3 kişilik heyetten rapor alınarak bankanın şifre bilgilerinin 3 üncü kişilerce ele geçirilmesini önleyecek güvenlik mekanizması oluşturup oluşturmadığı, bu anlamda üst derece güvenlik sağlayan elektronik imza, akıllı anahtar gibi söz konusu işlemlerin şüpheli olarak tespitini sağlayacak bir mekanizma kurup kurmadığı, davacının hesabındaki paranın 3 üncü kişilerce ele geçirilmesini önlemede özen yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususlarının bankanın sorumluluk ve kusur durumu tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-