İçerik Akışı
Belirsiz alacak davası- Tespit davası- Davacının hangi davayı açtığının belirlenmesi-
Belirsiz alacak veya tespit davası açıldıktan sonra, yargılamanın ilerleyen aşamalarında, karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin, bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası), baştan belirsiz olan alacak belirli hâle gelmişse, davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği-Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça belirtmek sureti ile belirsiz alacak davası açmış, bilirkişi raporuyla maddi tazminat miktarının belirlenmesi üzerine dava ile talep ettiği tazminat miktarını arttırmış olduğundan davacının belirsiz alacak davası açtığının kabulü gerektiği- "Dava konusu olayda değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı, maddi tazminatın, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep hakları saklı tutularak kısmi dava olarak talep edildiği, zamanaşımı süresi dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat yönünden dava tarihinde kesilerek, bakiye alacak miktarı yönünden işlemeye devam edeceği" şeklindeki Özel Daire Bozma kararının hatalı olduğu-
İpoteğin kaldırılması- Aile konutu şerhi- İmza inkarı- Yargılama gideri- Vekalet ücreti- Bilirkişi-
İpoteğin kaldırılması talepli davaya konu taşınmazın ipotek işlem tarihinde aile konutu vasfında bulunduğu, taşınmaz üzerinde dava konusu ipotek işlemi öncesinde davalı eş tarafından davalı banka lehine ipotek işlemi gerçekleştirildiği, davalı bankaca dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığına dair iddiasıyla birlikte ipotek işlemi sırasında davacı eşin ipotek işlemine açık muvafakatinin alındığını savunduğu, usulüne uygun ara kararlara rağmen söz konusu muvafakatname belgesinin aslının sunulmadığı, imza inkarında bulunan davacının eli ürünü imzasının bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılamadığı, davalı banka ipotek işlemi sırasında davacının verdiğini iddia ettiği muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olduğunu kesin olarak ispat edemediği, davacı eşin “açık rızası alınmadan” yapılan işlemin “geçersiz olduğunu” kabul etmenin zorunlu olduğu, açıklanan nedenlerle; konusuz kalan davada davacı eşin dava açmakta haklı olduğu, dava açılmasına sebebiyet veren davalıların yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi- Temliken tescil- Yazılı temlik sözleşmesi- 30.09.1988 T. 2/2 sayılı İBK kapsamında tescil-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre yapılmakta olan bir inşaattan bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişilerin, inşaatın tamamlanması hâlinde temliken tescil kurallarına göre taşınmazın kendi adlarına tescilini isteyebilmeleri için yazılı temlik sözleşmesinin varlığının yeterli olduğu- Temliken tescil ile 30.09.1988 T. 2/2 sayılı İBK kapsamında tescilin birbirinden tamamen farklı müesseseler olduğu- İnşaatın getirildiği seviye davalı arsa sahipleri tarafından reddedilemeyecek bir seviyede olduğundan, mahkemece TBK 97 gereğince "birlikte ifa kuralının" gözetilmesi gerektiği-
Mal rejimi tasfiyesi- Katılma alacağı hakkı- Mahkeme içi ikrar- Boşanma davası-
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında; boşanma davasının yargılaması sırasında davalı erkeğin, davacı kadına dava konusu evlilik birliği içerisinde alınan, davalı erkek adına tescil edilen “araç ve evin üzerindeki katılma alacağı hakkını vereceğini” söylediği ancak vermediği iddiasına karşın; davalı erkeğin beyanlarının “mahkeme içi ikrar” niteliğinde olduğu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve aralarında düzenlenen protokolün dördüncü maddesinde “malları paylaştırdıkları ve bu konuda edinilmiş mallara ilişkin bir talepleri olmadığı”nın düzenlendiği; çekişmeli boşanma davası açan kadının, boşanmaya zorlandığı ya da iradesinin sakatlandığı iddialarını ispatlayamadığı, kadının katılma alacağı hakkı olduğunu ispatlayamadığı-
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi- Tapu iptal tescil- Manevi destek- Tanık
Ölünceye kadar bakım sözleşmesinden kaynaklanan ve bu nedenle devredilen taşınmaza ilişkin açılan tapu iptali tescil davasında bakım borçlusu olan davalı torununun kendisiyle ilgilenmediği, bayramlarda elini öpmeye dahi gelmediği iddiasıyla eldeki davayı açtığı ve dinlenen tanık beyanlarına göre davacının beklediği manevi desteğin davalı tarafından sağlanmadığı anlaşıldığından tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İhale alıcısının kira sözleşmesinin tarafı olması- Kira sözleşmesinin süresinden önce feshi- Peşin ödenen yabancı para cinsinden olan kira bedeli- Fesihten sonraki süreye ilişkin kira bedelinin iadesi- Türk Lirası üzerinden talepte bulunma- Denkleştirici adalet ilkesi-
Sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmelerden olan uzun süreli kira sözleşmesinin süresinden önce feshi halinde, peşin ödenen yabancı para cinsinden olan kira bedelinin fesihten sonraki süreye ilişkin olan kısmının kiraya veren tarafından kiracıya iadesi gerektiği- Yabancı para cinsinden olan kira bedelinden kullanımın olmadığı fesihten sonraki süreye isabet eden kısmının iadesinde döviz cinsinden veya Türk Lirası üzerinden talepte bulunulabileceği- Kiracının, yabancı para cinsinden aynen iade talep etmeyip Türk Lirası üzerinden denkleştirici adalet ilkesine göre talep ettiğinde kullanılmayan süreye isabet eden ve iadesi gereken kira tutarının milli para cinsinden karşılığının yatırım araçlarını bir arada barındıran denkleştirici adalet ilkesi gereğince (enflasyon, üfe, tüfe, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretleri gibi ekonomik etkenlerin ortalamaları alınmak suretiyle) fesih tarihinde ulaştığı miktar üzerinden hüküm kurulmasının isabetli olduğu- Dava konusu kiralananın bulunduğu tahsisli alanın ihale ile alınması sonucu olarak davalı şirketin TBK 310 uyarınca yasal olarak sözleşmenin tarafı haline geldiği-
Geçici koruma statüsündeki Suriye vatandaşlarının boşanma davasında uygulanacak hukuk- Yabancılık unsuru- Müşterek milli hukuk- Türk hukuku-
Taraflar Suriye vatandaşı olup, 6458 s. Kanun uyarınca geçici koruma statüsünde yer aldıkları- Boşanma sebepleri bakımından müşterek milli hukukları araştırılarak öncelikle bu hukukun uygulanması, yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi ya da tespit edilen yabancı hukukun Türk kamu düzenine açıkça aykırı olması halinde Türk hukukunun uygulanması gerektiği, müşterek milli hukukları araştırılmadan Türk hukukunun uygulanmasını hatalı olduğu-
Soybağının reddi- Nüfus kaydı davası- Hak düşürücü süre- Usuli kazanılmış hak-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, murisin mezar yeri belli olduğuna göre, mahkemece masrafı ileride yasal nedenlerle zorunlu taraf olan nüfus idaresi dışında haksız çıkan taraftan tahsil edilmek üzere suçüstü ödeneğinden karşılanmak üzere re'sen DNA testi yaptırılıp alınacak sonuç gözetilerek karar verilmesi gerektiği- Bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı- Karşı oy yazısında "Soybağının reddi istemine ilişkin olan davada, delillerin bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın nüfus kaydı davası olduğu değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi"nin doğru olmadığı görüşünün savunulduğu-
İşlemin iptali istemi- Hukuka aykırılık- Muvazaa- Türk Eczacılar Birliği- Yönetmelik-
Davacı tarafından davaya konu yönetmeliğin 1. maddesinin "tamamı yönünden iptal istemi"ne yer verilmiş ise de, 1. maddede yer verilen düzenlemelerin tamamının değil sadece eczacıların yerleştirme puanlarının eşit olması hâlinde kurum tarafından noter huzurunda çekilecek kurada Türk Eczacılar Birliği temsilcisinin bulunmaması yönünden "hukuka aykırılık iddiası"nda bulunulduğu, yine düzenlemenin 2. maddesinin de "tamamının iptali istenildiği" belirtilmiş ise de, anılan maddede yer verilen düzenlemelerin "tamamına yönelik bir hukuka aykırılık iddiası"nda bulunulmadığı, sadece muvazaa konusunda "Türk Eczacılar Birliği temsilcilerinin yer aldığı Komisyona yer verilmemesinin hukuka aykırı olduğu iddiası"nda bulunulduğu dikkate alındığında; anılan maddelere yönelik iptali istenen kısım/kısımların açık, net ve tereddüde mahal vermeyecek bir şekilde belirtilmesi, eğer söz konusu maddelerde eksik düzenleme olduğu ileri sürülüyorsa maddelerin hangi kısımları veya cümleleri yönünden böyle bir iddiada bulunulduğu hususunun ayrı ayrı gösterilmesi, iptali istenilen her bir düzenlemeye yönelik hukuka aykırılık sebeplerinin ve bu düzenlemelerin davacının menfaatini ne şekilde etkilediğinin -menfaatini ortaya koyan bilgi ve belgeler de sunulmak suretiyle- ayrı ayrı açıklanması, istemin dava dilekçesinin konu, içerik ve sonuç kısımlarında uyumlu bir şekilde belirtilmesi suretiyle 2577 sayılı Kanun'un 3. maddesine uygun olarak yenilenen, Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış açık ve anlaşılabilir bir dilekçeyle dava açılması gerektiği-
Çekte “Bedeli teminat içindir” ibaresi- Meşru hamil- Çekin takas odaları aracılığı ile ibrazı- Temlik cirosu- Beyaz ciro-
Çekte rehin cirosu yapılamayacağı ve çekin sadece tahsil veya temlik cirosuyla verilmesinin mümkün olduğu- Çekin üzerinde davalı banka tarafından yazılan “Bedeli teminat içindir.” ibaresinin bulunması durumunda çekte rehin cirosu olduğundan davalı bankanın bu çek yönünden meşru hamil kabul edilemeyeceği, davalı banka aleyhine açılan menfî tespit ve istirdat davalarının kabulü gerektiği- Dava konusu diğer çek, bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya ibraz edilmiş olup, davalı şirketten temlik cirosu niteliğini taşıyan beyaz ciro ile ile çeki devralan davalı banka aynı zamanda muhatap banka durumunda olmadığından ve çek davalı banka tarafından ibraz edildiğinden, davalı bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerektiği-