İçerik Akışı

İhtirazi kayıt-Basiretli tacir-Karine-İspat

İhtirazı kayıt konulmaksızın sözleşmenin imzalanmış olmasının kiralananın amacına uygun olarak kiracıya teslim edildiğine ilişkin karine teşkil edeceği, bunun aksini kiracının ispatlaması gerektiği- Kira parasını, çek ile ödeyen basiretli tacir kiracının kiralananın teslim edilmediğine ilişkin iddiasını ispatlayamadığı nazara alındığında ‘kira bedelinin iadesi ve damla vergisinin’ iadesi istemli davanın reddi gerektiği- Kira sözleşmesinin tarafların rızasıyla, yargı kararı ile veya kiralananın ortadan kalkması ile sona ereceği-

İnanç sözleşmesi- Tapu iptal ve tescil- İade süresi-

İnanç sözleşmelerinde, tarafların 'kendilerine yüklenen hak ve borçları', 'inançlı işlemin sona erme sebeplerini', 'devredilen hakkın inanılan tarafından inanana iade şartlarını' ve 'süresini' belirleyebileceği- Somut olayda, taraflar arasında imzalanan inanç sözleşmede "her halde en geç işbu sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 18 ay geçtikten sonra'' ibaresi ile 'dava konusu taşınmazın iade süresi'nin kesin bir anlatım ile kararlaştırıldığı- Davacının sözleşmenin tanzim tarihinden 18 ay sonrasında 'taşınmazın mülkiyetini talep etme' hakkının doğduğu-

Sigorta tespiti- Muris- Müstahsil makbuzu-

Sigortalı olduğunun tespitini isteyen kişinin, yargılama sırasında ölmesi halinde davaya mirasçıları tarafından devam edileceği- Sigorta yapan davalı firmaya ait 'Bağ-Kur prim kesintisi içeren müstahsil makbuzları'nda ve firmaya ait bildirim listelerinde ismi bulunmayan sigortalının açtığı tespit davasında 'müstahsil makbuzlarının murise ait olup olmadığı'nın hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği- Kuşkusuz bir belirleme için 'muris ile aynı ad ve soyadını taşıyan başka kimse olup olmadığının nüfus müdürlükleri ile davalı Kuruma sorulması gerektiği- Müstahsil makbuzları murise ait ise, özel kuruluşlara teslim edilen ürün bedellerinden tevkifat yolu ile yapılan prim kesintisinin Kuruma intikal edip etmemesinin sigortalının sorumluluğunda olmadığı ve tevkifatın Kuruma intikal etmemesinin tescile engel olmayacağı göz önünde bulundurularak Tarım Bağ-Kur sigortalılık süreleri hakkında karar verilmesi gerektiği-

Likit alacak- İcra inkar tazminatı- Ön sorun

Alacak miktarı, likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği- Uyuşmazlık konusu olan icra inkâr tazminatının hesaplanmasında esas alınacak, davaya konu edilen asıl alacak tutarın direnme kararının verildiği tarihte geçerli olan 'temyiz edilebilirlik sınırı'nın altında olduğundan anılan karara karşı temyiz edilemeyeceği- "Her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan parasal sınırların artışında, artışın yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk derece mahkemelerince nihaî olarak karara bağlanmış davalar ile bölge adliye mahkemesi kararı üzerine yeniden bakılan davalarda ve Yargıtay'ın bozma kararı üzerine kararı bozulan mahkemece yeniden bakılan davalarda uygulanmayacağının düzenlendiği, bu durumda Özel Daire bozma kararı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararında karar tarihi itibariyle parasal sınırların artışının dikkate alınamayacağı, ön sorun bulunmadığı ve işin esasının incelenmesi gerektiği" görüşünün kabul edilmediği-

Tapu iptal tescil- Vekaletin kötüye kullanılması- Menfaat

Davalının, üçüncü kişi olan diğer davalıya borcuna karşılık dava konusu taşınmazı vekâleten bedelsiz olduğu hâlde satış göstermek suretiyle vekâlet görevini kötüye kullanarak devrettiği; bu şekilde vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözetmediği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı- Üçüncü kişinin, taşınmazın vekile ait olmadığını bildiği ve vekilden olan şahsi alacağına karşılık mahsuplaşmak suretiyle edindiğinden bedel ödenmediği nazara alındığında iyiniyetli olmadığı bu nedenle üçüncü kişi ile vekilin çıkar ve işbirliği içerisinde birlikte hareket ettiklerinin kabulü gerektiği-

‘İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku’, ‘Aile Hukuku’, ‘İcra ve İflâs Hukuku’ ile ‘Taşınmaz Hukuku’ Kongreleri

Eğitim Kongreleri

Yapı kayıt belgesi - İskan - Yüklenici - Hukuki ayıp

Yüklenici tarafından edimin ifasının ancak iskân alınarak taşınmazın teslimi ile mümkün olabildiği - Yapı kayıt belgesi alınmış olup olmamasının karşılıklı edimlerin ifasına bir etkisinin bulunmadığı - Yüklenicinin edimini yerine getirdiğinden bahsedilebilmesi için eseri fiili ve hukuki ayıplarından ari olarak arsa sahiplerine teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmiş olması gerektiği-

Kesin hüküm- Fesih- Tazminat- Delil

İnşa edilen yapıların fiziksel bakımdan aynı olduğu ancak bu yapılar üzerinden talep olunan hakların farklı olduğu iki davada müddeabihlerin ve maddi vakıaların aynı olmadığı; bu nedenle 'sözleşmenin haksız feshine ilişkin uğranılan kazanç kaybı ile yapılan masrafları tazminat' davasında verilen ve kesinleşen hükmün 'sözleşmenin feshinin haklılığından bağımsız olarak haksız inşaata ilişkin tazminat talebine' ilişkin davada kesin hüküm oluşturmayacağı-

Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı - Tüzel kişilik - İlave tediye alacağı

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının özel hukuk tüzel kişisi olduğu, kuruluş amacı ve malî yapısı itibarıyla kamu kurumlarından farklı nitelik arz ettiği ve bu bağlamda 6772 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi kapsamına girmeyeceği - Somut olayda davacı vekili davalı vakfın kamu tüzel kişisi olduğunu ve bu nedenle 6772 sayılı Kanun kapsamında bulunduğunu ileri sürerek ilave tediye alacağının davalı vakıftan tahsilini talep etmişse de, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları özel hukuk tüzel kişisi olup 6772 sayılı Kanun kapsamına girmediğinden ilave tediye alacağının tahsilini konu alan eldeki davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

Konut finansman sözleşmesi- Görev-

Uyuşmazlık davalı Bankanın kredinin ödenmesi karşılığında ipoteğin fek edileceği taahhüdü üzerine, başka bankadan kredi kullanan ipotekli taşınmazı satın alan alıcının açtığı önceki malik tarafından kullanılan konut kredisinin teminatı olarak konulan ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, ipoteğe konu borcun konut finansman kredisinden kaynaklandığı ve davacının konut kredisini çeken tüketicinin halefi olarak ipoteğin fekkini istediği anlaşılmakla, davacı tarafın dava konusu bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu-Görev konusunda kazanılmış hak olmayacağı-