İçerik Akışı
Yoksulluk nafakası- Kadının mesleği
Kadının zabıt katipliği sınavını kazandığı, kadının istifa ederek iş yerinden ayrılması ve kazandığı sınav ile yeni bir mesleğe başlayabilme imkanına sahip olması nedeni ile yoksulluğa düşmeyeceğinin kabulü gerektiği-
Şirket ihyası- Tasarrufun iptali- Tasfiye- Süre
Şirketin ihyası istemine ilişkin davada, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tasarrufun iptali davasının derdest olması nedeniyle tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyeceği- Şirketin ihyasına ilişkin davada da zamanaşımı veya hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı-
Kişiye sıkı sıkıya bağlı hak-Muris-Mirastan ıskatın iptali-Evlenme
Davacının murisin istediği kişi ile evlenmesine izin vermemesi üzerine hakaret, tehdit, darp girişimi ve mala zarar verme eylemlerini gerçekleştirdiği gerekçesiyle ıskat edildiği - Evlenme, boşanma gibi kişiye sıkı sıkı bağlı hak üzerinde egemenlik kurmak suretiyle davacı ile murisin tartışması sonucu davacının murise karşı gerçekleşen eylemlerin niteliği ve gerçekleşme biçimi değerlendirildiğinde ağır suç kapsamında değerlendirilmeyeceği - Mirasçılıktan çıkarma koşullarının kanıtlanamadığını, bu nedenle ıskat sonucu ölüme bağlı tasarrufun mirasçının saklı payı dışında yerine getirilmesi gerektiği –
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma vakıfları-Özel hukuk tüzel kişisi-Hizmet sürelerinin birleştirilmesi-Husumet
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının özel hukuk tüzel kişisi olduğu, kuruluş amacı ve mali yapısı itibarıyla kamu kurumlarından farklı nitelik arz ettiği - Somut olayda davacı vekilinin müvekkilinin 01.10.2012 tarihinde Sinop Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışmaya başladığını, 12.05.2020 tarihinden itibaren ise nakil yoluyla gittiği Gerze Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında çalışmaya devam ettiğini, bu iki Vakfın davalı Bakanlık bünyesindeki Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne bağlı kamu işyerleri olduğunu, bu nedenle aynı işverene bağlı bir işyerinden başka bir işyerine naklen geçiş yapan müvekkilinin iş ilişkisinin devam ettiğini ve bu iki Vakıfta geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi gerektiğini ileri sürerek kıdem süresi ile yıllık izin sürelerinin tespiti istemiyle bir dava açtığı- Anılan davada husumeti Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne izafeten davalı Bakanlığa yönelttiği ve davalı taraf olarak Bakanlığı gösterdiği - Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan ayrı birer özel hukuk tüzel kişisi olduğu, bu nedenle husumetin davalı bakanlığa yöneltilmesinin hatalı olduğu –
Anahtar teslim tarihi-Kira bedeli-Yapı Tatil tutanağı-Faydalı ve zorunlu masraflar
Anahtar teslim tarihine kadar davacı kiracının kira bedelinden sorumlu olduğu - Yapı Tatil Tutanağında kiralananın ruhsatsız olarak inşa edildiği belirtilmiş olup sözleşme gereğince kiranın başladığı tarihte ve sözleşme süresi boyunca kiralananın kullanılmaya elverişli hukuki ayıptan ari bir şekilde teslim borcunun kiraya veren davalıya ait bulunduğu, kiralananın teslimi sırasında mevcut olan ve yapı maliki tarafından bilinmesi gereken söz konusu ayıp nedeniyle kiraya veren kusurlu olduğundan faydalı ve zorunlu masraf bedelinden sorumlu olduğu –
Haklı nedenle fesih-Doğum izni-Ayrımcılık tazminatı
Somut uyuşmazlıkta davacı işçinin işyerinde yatırım/araştırma/hisse senedi araştırma/kıdemli analist olarak çalıştığı, doğum iznini kullandığı sırada işverence yerine başka bir kişinin istihdam edildiği, davacı- işçinin doğum izni sonrası işe başladığında kendisine sigorta sektörünü takip işi verildiği, davacı işçinin bu pozisyonda çalışmayı kabul etmediği ve iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinin sabit olduğu - Dosya kapsamındaki deliller, dinlenen tanıkların anlatımı dikkate alındığında davacı işçinin doğum iznine ayrıldığı, doğum izni sonrası davacıya eski işi yerine başka bir iş teklif edildiği, bu işin davacının uzmanlık alanının dışında olduğu davacı tarafından ispat olunduğu - Davacının 4857 sayılı Kanun'un 5 inci maddesinin son fıkrası uyarınca bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğu, böyle bir ihlalin mevcut olmadığını ispat yükü üzerinde olan işverenin davacının doğum öncesindeki konumunun ve görevinin doğum sonrasında hangi sebeplerle değiştirildiğini, davacıya farklı muamele yapılmasını gerektiren nedenleri somut olgularla ortaya koyamadığı, dolayısıyla ayrımcılık tazminatı talebinin kabulünün gerektiği-
Karşılıksız çek şikayet dilekçesinde tüzel kişinin yetkilisinin gösterilmesi zorunlu mudur?
Çek hesabı sahibinin tüzelkişi olduğu durumlarda, karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu kapsamında hazırlanan şikâyet dilekçesinde, şikâyetçiye, şüpheli olarak tüzelkişinin yetkilisinin gösterilmesi yönünde zorunluluk yüklenemeyeceği, nitekim, şirket yönetim organında yapılan değişikliklere ilişkin tescil ve ilân, bildirici mahiyette olduğundan, şikâyetçi tarafından tespite çalışılan yetkilinin suç tarihinde kim olduğu hususunda sicil kayıtlarına güvenilmesi durumunda dahi yanılgıya düşülebileceği, aksi kabulün hak arama özgürlüğünün önüne geçeceği, İcra Ceza Mahkemesince uygulanan 2004 sayılı Kanun'da yer alan ve kendine özgü bir yargılama sistemi getiren usul hükümlerinin, yapılan yargılama işlemlerinin ceza yargılaması faaliyeti olmadığı anlamına gelmeyeceği de açık olduğundan; şikâyet dilekçesini alan İcra Ceza Mahkemesince; şikâyet dilekçesinde yer verilen çek bilgileri doğrultusunda, tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organı üyesi ya da böyle bir belirleme yapılmaması durumunda yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişileri tespit etmek gerektiği-
Kadastro tespit tutanağı-Hak düşürücü süre-Kabul beyanı
Uyuşmazlığın kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu - Dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının arasında askıya çıkarılmış, 30 günlük askı ilan süresinin dolduğu ve taşınmazın tapuya tescil edildiği - Dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığı - Ancak davalının cevap dilekçesiyle davayı kabul ettiğini beyan ettiğinden dolayı her ne kadar somut olayda hak düşürücü süre geçmiş ise de davayı kabulün davalının üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir dava olması ve kamu düzenine aykırı bir sonuç doğurmaması şartıyla davacının ileri sürdüğü hakkının gerçekte var olup olmadığından bağımsız olarak davaya son veren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran bir taraf işlemi olduğu - Bu nedenle mahkemece kabul beyanına üstünlük tanınmış olmasının isabetli olduğu –
Tam yargı davası- Hizmet kusuru- Hasım-TRH 2010 tablosu- Maddi ve manevi tazminat
Uyuşmazlığın davalı belediyece işletilmekte olan Halk Plajında makarna olarak adlandırılan suda batmayan yüzme aracı ile suya giren X'in, denizde bulunan dubalara doğru yüzerken makarnayı elinden kaçırması sonucu boğularak hayatını kaybetmesi üzerine hizmet kusuru hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tam yargı davasına ilişkin olduğu - Somut uyuşmazlıkta İdare Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda işletmeciye %40, belediyeye %40 oranında birinci derece asli kusur yüklendiği, kaymakamlığa ise %10 oranında ikincil derece tali kusur yüklendiği- Bilirkişi raporunda müteveffanın ölüm olayının meydana gelmesinde kaymakamlığın da %10 oranında ikinci dereceden tali kusur isnadında bulunulduğu halde idare Mahkemesince anılan idarenin de hasım mevkiine alınarak bir karar verilmesi gerekirken davanın ihbarı kararı verilmek suretiyle esasen olayda kusuru bulunan bir idarenin davalı idare yanında müdahil sıfatı ile davaya katılımı sağlanarak bakılan davanın sonuçlandırılmasının isabetsiz olduğu- Davacıların destekten yoksun kalma tespitine ilişkin bilirkişi raporunda PMF 1931 hayat tablosunun esas alındığı, ancak tazminat hesabına esas bakiye ömrün belirlenmesinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 tablosunun esas alınması gerektiği-
Ayrımcılık yasağı- İspat- Protestanların kilisede ibadet edememesi-
Kişilerin kuruma başvuru yapmadan önce ilgili taraftan iddia ettikleri uygulamanın düzeltilmesini talep etmeleri gerektiği, bu taleplerin reddedilmesi veya otuz gün içerisinde cevap verilmemesi hâlinde kuruma başvuru yapılabileceği,kuruma yapılan başvurularda, başvuranın iddiasının gerçekliğine ilişkin kuvvetli emarelerin ve karine oluşturan olguların varlığını ortaya koyması halinde ayrımcılık yasağının ihlal edilmediğine ilişkin ispat yükünün karşı tarafa ait olduğu, mevcut başvuruda ise başvuranın kendisinin ayrımcılık yasağı ihlalinden doğrudan ya da dolaylı olarak zarar gördüğüne ilişkin bir bulgunun ve başvuruya konu iddialara ilişkin ispat yükünü karşı tarafa geçirecek ölçüde kuvvetli emare ve karine oluşturan olguların varlığının ortaya konulamaması, uygulamanın düzeltilmesi için muhatap taraftan talepte bulunulduğuna ilişkin herhangi bir belge ile başvuru konusu iddiaları destekleyen nitelikteki belgelerin Kuruma sunulmaması nedeniyle başvuru şartları yerine getirilmediğinden başvurunun