İçerik Akışı

Muris muvazaasına dayalı davadan sonra "evliliğin yokluğu" iddiası ile dava açılması-

Köy muhtarı huzurunda evlenmiş olan muris ile davalının resmi nikah cüzdanı aslında imzalarının bulunduğu, tarafların iki çocuklarının bulunduğu, murisin ölene kadar eşiyle birlikte yaklaşık 20 yıl birlikte yaşadığı, murisin ölümünden yaklaşık 7 sene sonra muris muvazaası sebebine dayalı tapu iptal ve tescil davası açıldıktan hemen sonra, murisin ilk eşinden oğlu olan davacı tarafça evliliğin yokluğu iddiası ile dava açılmasının hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirildiği ve davacı tarafça sonradan ortaya konan imza incelemesi deliline de itibar edilmediği- Resmi evrak ve kayıtların aksinin yine aynı nitelikte belgelerle ispat edilebileceği- "Murisin evlilik ile ilgili belgelerde imzasının bulunmadığını, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, imza incelemesinin yapılmadığına" yönelik temyiz isteminin dinlenmeyeceği-

Tanık isminin yanlış gösterilmesi- Maddi Hata-

Tanık isminin yanlış gösterilmesinin maddi bir hataya veya kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığının anlaşılması halinde, ilgili tanığın dinlenilmesi gerektiği- Mahkemece yapılacak iş, kadının tanık listesinde bildirdiği tanık A.E. ile dinletilmek istediği E.E.nin aynı kişi olup olmadığı araştırılarak, gerekli görülür ise zabıta araştırması da yapılıp aynı kişi olduğunun anlaşılması halinde dinlenilmesi suretiyle tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-

Kooperatiflerin tacir/ticaret şirketi olarak kabul edilmesi (YİBK)- Görevli mahkeme-

Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesinin kararı ile görevli mahkeme belirlendikten sonra yargılamanın devamı sırasında Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca kooperatiflerinin 6102 sayılı TTK bakımından tacir/ticaret şirketi olarak kabul edilmesi karşısında, davanın taraflarının tacir ve davanın ticari dava olması nedeniyle içtihadı birleştirme kararından önce bölge adliye mahkemesi dairesinin kararı ile görevli mahkeme olduğuna karar verilen asliye hukuk mahkemesinin tekrar görevsizlik kararı vermesi gerekmediği-

Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasındaki uyuşmazlık- Kaçak elektrikten kullanımına dayalı ihtiyati haciz başvurularında yaklaşık ispat-

Kaçak elektrik kullanımının çeşitli yöntemlerle yapılabilmesi nedeniyle tespit işlemleri için farklı usuller ve buna bağlı olarak yapılacak çeşitli işlemler öngörüldüğünden, her uyuşmazlıkta somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği- Elektrik abonesinin kaçak elektrik kullandığı tespiti üzerine ilgili mevzuat uyarınca tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle yapılan ihtiyati haciz başvurularında; somut olayın özellikleri ile bildirilen delillerden, alacağın ve İİK 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının varlığı kanaatine varan mahkemenin, ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verebileceği-

Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay bozma ilâmının yanlış yorumlanması-

Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay bozma ilâmı yanlış yorumlanarak, daha öncesinde kaldırılmasına karar verdiği, dolaysıyla hükümsüz hâle gelen ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun tekrardan incelenerek başvurunun esastan reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olduğu-

Kararın Yargıtay tarafından bozulması karşılığında 4.000.000 USD ödeneceğinin kararlaştırıldığı avukatlık sözleşmesi- Hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırılık (TBK 26, 27)-

“'İş sahibi aleyhine verilen kararın temyiz edilerek kararın Yargıtay tarafından esastan bozulması için temsil, hukuki yardım ve danışmanlık hizmetinin verilmesi" ve "kararın bozulması halinde 4.000.000 USD ödeneceğinin" kararlaştırıldığı avukatlık sözleşmesinde davacı avukat tarafından sağlanacak hukuki yardımın kapsamının belirtilmediği ve bu hali ile sözleşmenin TBK 26 ve 27 gereğince hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğu- Geçersiz avukatlık sözleşmesinden dolayı davacı avukatın vekâlet ücreti alacağının söz konusu olmayacağı ve davacı avukatın davanın başından beri verdiği emeğin göz önünde bulundurulması ve uygun bir vekâlet ücreti tayininin gerekliliği akla gelebilirse de, taleple bağlılık ilkesi karşısında, başkaca vekâlet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmayacağı-

İhale konusu taşınmaz- Köy- Mahalle- Satış

İhale konusu taşınmazın köyde olması sebebiyle, köyde ilan edilmesi, talep ve talibi arttırabileceğinden ve dolayısıyla taşınmazın gerçek değeri üzerinden satılması imkanını sağlayacağından tarafların menfaatine uygun olduğu- Taşınmazın düşük bedelle ihale edilmiş olması, yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu ortaya koyduğu- 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bazı köyler mahalleye dönüştürülmüş ise de; bu düzenleme taşınmazın idari yapısına ilişkin olup, taşınmazın fiilen köy vasfında olan yerde bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğinden ve o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması yönünden köyde ilan gerekliliğini ortadan kaldırmayacağı-

İdare- Yüklenici- Özel hukuk ilişkisi- Borçlar Hukuku

Sözleşmenin imzalanmasından sonra idare ile yüklenici arasında özel hukuk ilişkisi doğmuş olacağından ve buna ilişkin uyuşmazlık adli yargı mahkemelerinde çözümleneceğinden iptal kararının taraflar arasında imzalanmış sözleşme hükümlerini değiştirmiş sayılması gerektiği ve adliye mahkemelerinin de buna uygun işlem yapmak zorunda olduğu gibi bir sonuç ortaya çıkarılamayacağı; aksine bir kabul yargı yolu kurallarına aykırı olduğu kadar Borçlar Hukuku düzenlemelerine, tarafların sözleşme ile bağlılığı ilkesine de aykırı bir sonuç olacağı-

Kambiyo senedi- Takip- Birleşme

Somut olayda; dava dışı keşideci borçlu aleyhine 05.05.2017 tarihinde 08.09.2016 keşide tarihli senetlere dayanarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibin kesinleştiği, takip devam ederken borçlunun şahıs şirketinin tüm varlık, borç, hak ve yükümlülükleriyle ve tüzel kişiliği sona ermek suretiyle tasfiyesiz bütün halinde devir yolu ile birleşme kararı alındığı, birleşmenin 27.10.2017 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayımlandığı, birleşme sözleşmesine dayanılarak kambiyo senedinde imzası olmayan ve takipte de taraf olmayan 3. kişinin kambiyo senedine özgü takipte borçlu olarak eklendiği görüldüğünden, birleşme ve birleşmenin taraflara getireceği hak ve yükümlülükler yargılama yolu ile belirlenmeden kambiyo takibinde borçlu olarak yer almayan birleşilen 3. kişiye dosya borcunu ödemesi için muhtıra gönderilmesi ve bu muhtıraya dayalı olarak yapılan haciz ve satış işlemlerinin hukuka aykırı olduğu-

Alacağın temliki- Aktif dava ehliyeti-

Dava konusu alacak temlik edildiğinden bu hususun aktif dava ehliyetine ilişkin dava şartı olup, davanın devamı boyunca bulunması ve mahkemece de re'sen nazara alınması gerektiğinden temlikname göz önünde bulundurularak aktif dava ehliyetinin varlığı yönünden bir değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerektiği-