İçerik Akışı

Sahtecilik iddiası- İcra mahkemesinin dar yetkili olması- Tazminat-

Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, takip dayanağı belgenin yazıcı aracılığı ile sahte oluşturulduğu tespit edilmiş ise de; imza itirazı dışındaki bu sahtecilik iddiasının dar yetkili icra mahkemesinde incelenmesi mümkün olmadığından borçlunun borca itirazının reddine karar verilmesi yerinde olup, takip dayanağı senedin sahte olup olmadığı ve alacağın varlığı genel mahkemede yargılamayı gerektirdiğinden ve borçlunun itirazının esasına girilmediğinden borçlunun tazminatla sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-

Takip başladıktan sonra Sigorta Tahkim Komisyonu'na itiraz-

Mahkemece; borçlunun Sigorta Tahkim Komisyonu'na itiraz başvurusunun takip başlatıldıktan sonra yapılması nedeniyle, takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-

İşçinin performans notu- Manevi tazminat-

İşçiye haksız yere verilen olumsuz sicil notu (daha sonra iptal edilmiş olmasına rağmen) davacının banka içindeki pozisyonu, daha önceki sicil notları, bankada çalışma süresi gibi etkenler göz önüne alındığında; arada geçen sürede davacının iş ve sosyal çevresine karşı zor durumda kaldığı, mesleki itibarının zedelendiği, mağduriyet yaşadığı, manen zarar gördüğü anlaşılmakla makul bir oranda davacının manevi tazminat talebinin kabulünün gerektiği-

İntifa hakkının haczi ve paraya çevrilmesi-

“İNTİFA HAKKININ HACZİ ve PARAYA ÇEVRİLMESİ”NİN (İİK.121) UYGULAMADA YARATTIĞI SORUNLAR

İşçilik alacaklarına yönelik iflas sıra cetvelinde kayıt kabul-

Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde, yasal bir düzenleme olmamasına karşın Yargıtayca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almış olup, bu indirimin, fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda uygulanacağı- İflasın açılmasıyla, İİK'nın 196/3. maddesi uyarınca asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bunun ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödeneceği ve "kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına" karar verilmesi yeterli olacağından iflas tarihinden sonra faiz işletilmesine yönelik hüküm kurulmasının doğru olmadığı- İİK'nın 206/4. maddesi uyarınca, dava konusu işçilik alacağının imtiyazlı olarak iflas sıra cetveline kaydedilebilmesi için, iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğması gerektiği; davaya konu fazla mesai alacaklarının iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde doğan alacak yönünden birinci sıraya, kalan fazla mesai alacağının ise 4. sıraya yazılacak şekilde tespiti ile buna göre karar verilmesi gerektiği-

Bankaların belgeleri saklama yükümlülüğü- Mevduat hesabına gelen paranın çekildiğine ilişkin ispat yükü- Bilgisayar kayıtları- HMK. 199 anlamında belge kavramı-

"Davacının mevduat hesabına paranın geldiğini, ancak paranın davacı tarafından çekildiğini" savunan bankanın "paranın davacıya ödendiğini" davacının imzasını taşıyan belgeler ile ispatlanması gerektiği- Taraflar arasında mevduat ilişkisi hâlen devam ettiğinden, davalı bankanın belgeleri saklama yükümlülüğü de devam ettiği ve davalı bankanın ödeme fişlerinin, belgelerin on yıllık saklama süresinin dolması nedeniyle imha edildiği yönündeki savunmasının dinlenmesinin mümkün olmadığı- Davalı bankanın tek taraflı olarak düzenlediği kendi elektronik kayıtları HMK. 199 anlamında belge niteliği taşısa da, senet olarak kabul edilemeyeceği için, davalı bankanın savunmasını tek başına bu belgeyle ispat ettiği hususunun kabul edilemeyeceği-

Hayat poliçesinde beyan yükümlülüğünü ihlal- Tazminattan indirim- Proporsiyon hesabı-

Hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin davada, murisin, sigortacı için önemli sayılabilecek bir hususu bildirme yükümlülüğünü ihmal suretiyle ihlal ettiği; TTK'nun 1439/2. maddesinin ilk cümlesindeki ihmal suretiyle beyan yükümlülüğüne uymama hali için tazminattan indirim gerektiğinin düzenlendiği gözetilmek suretiyle; KOAH hastalığının bildirilmesi halinde alınacak (alınması gereken) prim ile bildirilmediği için alınan prim arasındaki orana göre proporsiyon hesabıyla tazminatın belirlenmesi gerektiği-

Sıra cetveli- İşçi alacağı- Rehin alacaklısı-

Şikayetçilerin işçi alacaklarına ilişkin davaların açılma tarihleri rehinden önce olsa dahi rehin alacağına iştirak etmelerinin mümkün olmadığı- Haciz sıra cetvelinde, işçilerin imtiyazlı olan alacaklarının haciz talep tarihinden önceki 1 yıl ile sınırlı olduğu-

Senedin tanziminden 12 yıl sonrasına vade tarihi yazılması-

Senedin tanziminden 12 yıl sonrasına vade tarihi yazılmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediğini iddia ederek bedelsizlik ve sahtelik sebeplerine dayalı açılan menfi tespit davası-

Yabancı mahkeme kararı- Tanıma ve tenfiz- Kesin delil-

Tarafların yabancı mahkeme kararıyla boşanmaları ve bu yabancı mahkeme kararının 5718 s. MÖHUK'a uygun şekilde tanınmış olması karşısında, tarafların boşanmalarına esas yabancı mahkeme kararında tespit edilen kusurlu davranışlarının, boşanmanın fer'i niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerine (TMK 178) yönelik davada kesin delil teşkil edeceği-