İçerik Akışı

Sıra cetvelinin iptali- Tasarrufun iptali davasında "ihtiyati haciz" yerine "ihtiyati tedbir" kararı verilmesi- Kesin haciz- Satış isteme süresi- İhalede alıcı çıkmaması-

İlk haciz tarihi ile satış talebi tarihi arasında geçen süreye, ihalede alıcı çıkmaması halinde, ihalenin düştüğü tarihten şikayetçinin tekrar satış istediği tarihe kadar geçen süre eklendiğinde, bu sürenin haciz tarihi itibariyle taşınmaz haczi için geçerli olan 2 yıllık süre içerisinde olması halinde, haczin düştüğünden bahsedilemeyeceği- Tasarrufun iptali davasında, taşınmazın tapu kaydına "ihtiyati haciz" değil, "ihtiyati tedbir" şerhi konulması halinde, tasarrufun iptali davasının kabul edildiği tarihin kesin haciz tarihi olarak kabul edilemeyeceği-

Asıl davadaki alacağa ilişkin faizin tahsili istemi-

Faiz alacağından açıkça vazgeçilmedikçe ve asıl alacak da ödenmek suretiyle sona ermedikçe davacının, talep ettiği faiz alacağına hak kazandığının kabulü gerektiği-

Yolsuz tescil- Tapu iptali ve tescili istemi-TMK'nun 1023. maddesinin koruyuculuğu-

Yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın olduğu yerde inşaat işi ile iştigal eden bir şirket olan davalının hisseli taşınmazı değerinin çok altında bir bedelle satın aldığı, davalı tanığının "davalının devam eden davadan haberdar olduğunu" beyan etmesi karşısında, basiretli davranma yükümlülüğü altındaki şirket, TMK 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanabilir mi?

Kesin hüküm- Katkı payı alacağı- Tapunun iptali- Tasarrufun iptali- İİK. mad. 283/1- "İptal ve tescile gerek olmaksızın haciz ve satışını isteyebilme hakkı- Taleple bağlılık ilkesi-

Kesin hükmün varlığı için, her iki davanın taraflarının, müddeabihin ve dava sebebinin aynı olması gerektiği- "Katkı payı alacağına ilişkin hükmedilecek tazminatı ödememek amacıyla taşınmazın davalı tarafından danışıklı olarak diğer davalıya devredildiği" iddiasıyla açılan davada, satışın danışıklı olduğunun kanıtlanması durumunda davacının, satışa konu edilen maldan alacağının tahsili için yararlanabileceği; davacının bu hakkı, "ayni" değil, "şahsi" bir sonuç doğuracağından, "tapunun iptaline" değil, İİK. mad. 283/1 gereğince, "iptal ve tescile gerek olmaksızın, davacıya, taşınmazın haciz ve satışını isteyebilme hakkı tanınmasına" karar verilmesi gerektiği- Boşanma davasının karara bağlanmasından bir hafta sonra, çok düşük bir bedelle, hiçbir işi olmayan yeğeni diğer davalıya "satış göstererek" tapudan yapılan devrin katkı payı alacağından kurtulmaya yönelik olarak muvazaalı yapıldığı- "Davanın BK’nın 18. (TBK.nın 19.) maddesine göre açılan tasarrufun iptali davası niteliği taşıdığı ve taleple bağlılık ilkesi gereğince de İİK. 277 vd.na göre açılan tasarrufun iptali davası niteliğini taşımaması nedeniyle, İİK. mad. 283/1-2 uyarınca karar verilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

Konkordato başvurusu- Tedbir kararı- Takibin durdurulması- Takibin iptali-

Konkordato başvurusu üzerine ticaret mahkemesince "daha önce başlatılmış olan takiplerin durdurulmasına.....” karar verildiği, takibin ise geçici mühlet kararı verilmeden başlatıldığı anlaşıldığından, mahkemece "takibin durdurulmasına" karar verilmesi gerekirken "takibin iptaline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-

Muvazaalı işlemin iptali (TBK. 19)- Tasarrufun iptali (İİK. 277 vd.) Hak düşürücü süre-

Davanın "BK 18 (TBK 19)'a dayalı muvazaalı işlemin iptali" istemine mi yoksa "İİK. 277 vd.na dayalı tasarrufun iptali" istemine mi ilişkin olarak açıldığının tespiti ile hak düşürücü süre hakkında-

Ayıplı ifa- Adli tıp kurumu- Rayiç değer- Belge aslının ibrazı- Tazminat davası- İhale- Devre mülk- Müştereken ve müteselsilen sorumluluk- Fazlaya ilişkin haklar-

Ülkemiz koşullarında mürekkep yaş tespitinin, mevcut durumda mümkün olmadığının Yargıtay içtihatları ile sabit olduğu-

Kıymet takdirine itiraz- Gider avansı- Mahkemeye erişim hakkı-

'Kıymet takdirine itiraz' talebiyle açılan davada, "keşif ve bilirkişi incelemesi için gereken gider avansının yatırılmadığı" gerekçesiyle davanın reddedilmesi 'mahkemeye erişim hakkının ihlali' sayılır mı?

Hukuki yarar- Meskeniyet- Satış talebi- Satışın düşürülmesi- Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip- Haczin kaldırılması

Şikayete konu haczin incelenmesinde; dava konusu taşınmaza alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce aynı gün haciz talebinin kabul edilmesiyle haciz konulduğu, haczin konulduğu tarih (02.03.2016 tarihi) itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, ancak bu hacze ilişkin olarak alacaklı vekilinin 03.03.2017 tarihinde satış talep ettiği (satış avansının aynı gün yatırıldığı) buna göre 03.03.2017 tarihi itibariyle 1 yıllık sürede satış talep etmediğinin açık olduğu, böylece İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki işbu haczin şikayet tarihi olan 21.04.2017 tarihinden önce düştüğü; bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmadığı-

Eşit davranma borcuna aykırılık- Dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı-

Eşit davranma borcuna aykırılığı ispat yükü işçide olmakla birlikte, işçinin ihlalin varlığını güçlü biçimde gösteren bir delil ileri sürdüğünde aksinin işveren tarafından ispatlanması gerektiği- Davalı işveren ile yüklenici firmalar arasındaki sözleşmelerin muvazaalı olduğu ve işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesinden davalı işverenin işçisi görünen sendikalı işçiler gibi, davacının da yararlanması gerektiği hususları tespit edilmiş olmasına rağmen, fesih tarihine kadar geçen süre zarfında muvazaayı ortadan kaldırıcı bir uygulamaya gidildiğine dair delil sunulmadığı, bu yönüyle asıl işveren işçileri ile alt işveren işçileri arasında ücret konusunda ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle eşit davranmama tazminatına hükmedilmişse de, somut olayda "dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep" gibi sebeplere" (İş K. mad. 5/1) dayalı bir ayrımın yapıldığı ileri sürülüp kanıtlanamadığı gibi, salt asıl işveren alt işveren arasındaki ilişkide muvazaanın varlığı da işverenin eşit davranma yükümlülüğünü ihlal ettiği anlamına gelmediğinden, eşit davranmama tazminatı talebinin reddi gerektiği-