İçerik Akışı
Kurum işleminin iptali ve tespit davası- Davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu denetmen raporu- İspat yükü-
Davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığına ilişkin tespiti içeren Sosyal Güvenlik Kurumu denetmen raporunun aksinin toplanan delillerle ispatlanıp ispatlanmadığına ilişkin uyuşmazlıkta, Kurum denetmeni tarafından resmî ikametgah adresi Kimlik Paylaşım Sisteminde bulunmayan eski eşin çalıştığı işyerinden adresini bildirir belge talep edilmesi üzerine talep tarihinden sonra eski eş tarafından adres kaydı yapıldığı, davacının oturduğu apartmanın yöneticisinin "davacı ve eski eşinin evli olduklarını tahmin ettiğini, boşandıklarını bilmediğini beyan ettiği" ve apartman dairesinin aidat makbuzları ve gelir-gider defter kayıtlarının eski eş adına olduğu, tanıkların çelişkili ifadeler verdikleri, "davacı ve eşinin boşandığını bilmediklerini, bu durumu sonradan öğrendiklerini" beyan ettikleri, getirtilen seçmen kayıtlarında davacı ve eşinin boşandıkları döneme tekabül eden seçimde adreslerinin aynı olduğu, aynı sandıkta peş peşe sıra numarası ile oy kullandıkları, sonraki seçmen kayıt güncelleme bilgilerinde de davacı ile eski eşinin adreslerinin aynı olduğu, aynı sandıkta peş peşe sıra numarası ile kayıtları oldukları gözetildiğinde, 5510 s. Kanun’un 59/2. maddesi uyarınca sosyal güvenlik denetmeni tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin aksinin ispatlanamamış olduğu-
Tasarrufun iptali davası- Borç para veren kişinin borçlunun mali durumunu bilmesi- İpoteğin kim tarafından ödendiği- Taşınmazda sonradan yapılan iyileştirmeler- Devir tarihine yakın tarihlerde çekilen kredi- Dördüncü kişi hakkındaki davanın kabulü için kötü niyetinin ispatı-
Borçluyu tanıdığı ve ona borç para verdiğine ilişkin beyanları bulunan davalının borçlunun mali durumunu biliyor kabul edileceği- Satışta ivazlar arasında önemli oransızlık olan ve ödemelere ilişkin belgelerin tarihleri ile satış tarihleri arasında bir uyum bulunmayan davalılar yönünden de iptale karar verilmesi gerektiği- Satış tarihinde önce olan ipoteğin kim tarafından hangi tarihte, hangi bedel ödenerek kaldırıldığı, ipoteği koyan banka kayıtları ve anılan davalının belgelerine göre araştırılarak, ipotek bedelinin davalı üçüncü kişi tarafından ödendiğinin kanıtlanması halinde anılan davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Taşınmazın satış tarihindeki değeri belirlenirken sonradan yapılan iyileştirme ve eklentilerin de gözetilmesi gerektiği- Tapu bedeli dışında verilen çekin ne zaman, kim tarafından tahsil edildiğinin araştırılması, borçlunun ortağı olduğu şirketçe yapılan tahsilatın da, borçluya yapılmış bir tahsilat olduğunun kabulü gerektiği- Dava konusu alacak miktarından daha düşük olan dava konusu taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri üzerinden harç ve vekalet ücretinin takdir edilmesi gerektiği- Devir tarihine yakın tarihlerde (1 hafta önce) çekilen kredinin de bedel farkı değerlendirilirken gözetilmesi gerektiği- Dördüncü kişi konumundaki davalı hakkındaki iptal davasının kabulü için, kötü niyetinin ispatlanması gerektiği, diğer taşınmazı satın alan şirket ortakları ile olan akrabalık bağının, borçlunun mali durumunu ve mal kaçırma amacını bilme için yeterli olmadığı-
Mimari projeye aykırılıkların eski hâle getirilmesi istemi-
Mimari projeye aykırılıkların eski hâle getirilmesi istemine ilişkin davada, tapu müdürlüğüne sunulan proje ile belediyede bulunan projeler arasında bir çelişki olursa belediyede bulunan onaylı projenin esas alınması gerektiği-
Davadan önce ortaklık sıfatı sona eren kişinin taraf olduğu davada yetki-
Dava tarihinden önce şirket ortağı olan ve ancak "dava öncesi ortaklık sıfatı sona eren" kişinin, daha sonra ortaklık ilişkisinin mevcut olduğu tarihlerden kaynaklanan hukuki uyuşmazlık nedeni ile ortak veya ortaklığa dava açması ya da bu kişiye dava açılması durumunda HMK’nın 14/2. maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralının uygulanması gerektiği-
Emlak görme belgesi- Simsarlık- Mal sahibinin davacıyı yetkilendirmiş olup olmaması-
Taraflar arasında “Emlak Görme Belgesi” başlıklı sözleşmenin imzalandığı ve bu sözleşmede davacıya satılık iki ayrı taşınmazın gösterildiği, sözleşme kapsamında davalıya gösterilen dairelerden biri, emlakçı davacının kendi portföyünde yer alan (yani satıcısıyla aralarında müşteri bulunması yönünde simsarlık ilişkisi bulunan) bir taşınmazken; diğerinin aynı apartmanda olup da sahibi tarafından araya emlakçı konulmaksızın satışa çıkarılmış olmasına rağmen gelen taliplere gösterilebilmesi için anahtarının apartman görevlisine bırakıldığı bir başka taşınmaz olduğu ve davalının bu taşınmazı davacı vasıtasıyla gezip gördüğü, mal sahibinin davacıyı yetkilendirmiş olup olmamasının sözleşme kapsamına göre önem arz etmediği, mal sahibi satıcı ile simsar arasında satış konusunda aracılık etme yönünde ikinci bir ilişkinin var olup olmadığının ancak emlakçının satıcıdan da simsarlık ücreti isteyip isteyemeyeceği uyuşmazlık konusu olur ise tartışılacağı- "Satışa konu taşınmazın sahibinden aracılık yönünde yetki alınmamış olmasına rağmen tesadüfen gösterildiği, alıcı ve satıcının emlakçı tarafından bir araya dahi getirilmediği, davalının sonradan kendi çabalarıyla malikin yetkilendirdiği kişiye ulaştığı ve devrin bu şekilde gerçekleştiği, bu durumda simsar alıcı ve satıcı arasında bağ oluşturacak şekilde hiçbir faaliyette bulunmamışken saf dışı bırakmadan söz edilemeyeceği" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Sözleşmeden kaynaklanan dönme cezası- İş yerini teslim taahhüdü- Dava dışı işyeri sahibinin devre onay vermemesi- Akidin ifa edilememesi-
Sözleşmeden kaynaklanan dönme cezasının tahsiline ilişkin itirazın iptali davasında, sözleşmeyle iş yerini boşaltmayı ve teslim etmeye dair taahhüdünü yerine getirmemiş olan davalıdan sözleşmede belirlenen cezai şartın istenebileceği- İş yerinin sahibi olan dava dışı kirayaverenin devre onay vermemesi nedeniyle akid ifa edilemediğinden cezai şartın istenemeyeceğine ilişkin görüşün kabul görmediği-
Muris muvazaası- Mal kaçırma amacı olup olmadığı- İspat yükü-
Mirasbırakanın temlik tarihinde 65 yaşında olduğu ve eşi ile birlikte dava konusu bağımsız bölümün bulunduğu aile apartmanında farklı bir dairede yaşadığı, devir tarihinde mirasbırakan ile davacılar arasında küslük, dargınlık gibi soğuk bir beşeri ilişkinin bulunmadığı, aksine mirasbırakanın tüm çocuklarına karşı aynı mesafede olduğu, davalı ve eşinin devir tarihinde alım güçlerinin bulunduğu, "mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının olmadığı" beyan edilmiş ise de, mirasbırakanın kendi ihtiyacından ziyade dava dışı oğlunun o dönem tefecilere olan borçlarını ödeyebilmek için mal satmaya ihtiyaç duyduğu, mirasbırakan annesinin, borçlarından dolayı ölüm tehditleri alan ve yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan oğlunun içine düştüğü sıkıntılı durumdan kurtarmayı amaçladığı, mirasbırakan ve eşinin de aile apartmanında yer alan çekişmeli bağımsız bölümü mali durumu iyi olan oğlunun eşi olan davalıya devrederek karşılığında borcu olan oğlunun borçlarının kapanmasını sağladıkları, davanın kabulü hâlinde ileride hak iddia edebilecek davalı tanığının da mal kaçırma amacıyla hareket edildiğini ifade etmediği, aksine davalı savunmasını doğruladığı, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket etmesi hâlinde diğer bağımsız bölümleri de devredebileceği, ancak bu şekilde hareket etmediği gözetildiğinde, "mirasbırakanın dava konusu taşınmazı davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu’’ iddiasının, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça kanıtlanamadığı-
Yasal zorunluluk kaldırıldıktan yaklaşık 9 yıl sonra bonoya damga pulu yapıştırılması- Menfi tespit-
Menfi tespit- Bonoya damga pulu yapıştırılması- Senedin eski zamanlara ait olduğu, yazıyla imza arasında zaman farkı bulunduğu iddiaları- Yazılı delille ispat-
İhale nedeniyle ödenen KDV'nin iadesine nerede istenir?
İhalesi yapılan taşınmaz ile ilgili olarak ödenen %18 KDV'nin iadesine ilişkin uyuşmazlığın vergi mahkemesinde görüleceği-
Islah-Yabancı Para- Alacak Davası-
Dava Dilekçesiyle Türk Lirası olarak talep edilmiş olan yabancı para alacağının davanın ilerleyen safhalarında ıslah dilekçesiyle doğrudan yabancı para alacağına dönüştürülmesinin mümkün olmadığı-
