İçerik Akışı

BAM Hukuk Dairelerinin Kesin Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemi-

Arabuluculuk anlaşma belgesinde; alacağın şarta bağlanması, eda hükmü içermemesi hallinde söz konusu belgenin ilamlı takibe konu edilemeyeceği-

Davalının kredi borcu için davacının ipotek verdiği taşınmazının icra kanalıyla satılması nedeniyle zararın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemi- Takas mahsup talebi- Tarihsiz ibraname-

Davalının kredi borcu için davacının ipotek verdiği taşınmazının icra kanalıyla satılması nedeniyle zararın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemi- Takas mahsup talebi- Tarihsiz ibraname- "Kredi borcunun asıl borçlusu davalının borcunun, kendisinin ipotek verdiği taşınmazının satışı ile ödendiğinden davalıdan alacaklı olduğunu" iddia eden davacı ile "aslında kendisinin davacıdan alacaklı olduğunu ve buna ilişkin kesinleşen ilama karşın alacağını tahsil edemediğini" ileri sürerek "takas-mahsup" talebinde bulunan davalı arasındaki düzenlenen taahhütnamede, davalının, "ipoteğe konu borcun kendi borcu olduğu ve davacının zarara uğraması halinde zararının karşılanacağını" taahhüt ettiği ve davacının taahhütname ile davalının alacak iddialarına karşı onun imzasını taşıyan tarihsiz bir ibranameye dayandığı uyuşmazlıkta, mahkemece, davalının "davacıdan alacaklı olduğu beyanı" ve "takas-mahsup talebi" dikkate alınarak ibranamenin hangi tarihte verildiğinin araştırılması, davalının ilama bağlı alacağından önce verilip verilmediği üzerinde durulması, ibranamenin ilama bağlı alacağı kapsamadığının anlaşılması halinde davacının alacak talebi ile davalının takasa konu olabilecek alacaklarının karşılaştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-

Kira kaybı zararının tazminine ilişkin davada görevli mahkeme- Ticari ihtilaftan 17 sene sonra görev bozması yapılması- Usul ekonomisi-

"Davacıya ait işyerinin davalı ve göstereceği kişilere satılması karşılığı davalının davaya konu dört adet mesken satışının verilmesi" konusundaki sözleşmeden kaynaklı kira kaybı zararının tazminine ilişkin davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu (TTK 4/1-a)- "Uyuşmazlığın tartışmasız bir şekilde ticari mahiyette olmaması, ticari ihtilaftan 17 sene sonra görev bozması yapmanın usul ekonomisi ilkelerine aykırı düşmesi nedeniyle işin esasına dair temyiz incelemesi yapılması gerektiği" görüşünün kabul edilmediği-

Delil tespiti dosyasının belirsiz alacak davasına etkisi- Hukuki yarar- Kısmi dava- Dava şartı-

Haksız fiile dayalı olarak açılan alacak davasında; alacak miktarı davadan önce delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda belirlendiğinden, davacının belirsiz alacak davası açmasının hatalı olduğu- Dava dilekçesinde belirtilen alacak miktarı dikkate alınarak bu miktar yönünden mahkemece alacak miktarını netleştirmesi ve bildireceği dava değerine göre eksik harcı tamamlaması için davacıya bir haftalık kesin süre verilmesi (HMK. 119/2) ve duruma göre davaya kısmi dava olarak devam edilmesi gerektiği, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- "Şartları oluşmadan belirsiz alacak davası şeklinde açılan davanın, dava şartı noksanlığı nedeniyle mahkemece usulden reddedilmesi gerektiği" görüşünün kabul edilmediği-

Armağan Duyurusu-

"Hocaların Hocası" Prof. Dr. Baki Kuru'ya Armağana ilişkin Duyuru

Yazılım lisansı- Sözleşmenin feshi- Fesih ihbarına sessiz kalınması- Feshe onay-

Yazılım lisansına ilişkin sözleşmenin fesih ihbarının dava dışı lisans veren telif hakkı sahibi şirket ile davacı yetkili bayiye ihbarı üzerine her ikisinin de fesih ihbarına sessiz kalmış olmasının davacı lehine hak doğurmayacağı ve yeni dönem için lisans bedelinin talep edilemeyeceği- "Sözleşme gereğince dava dışı telif hakkı sahibi şirketin feshe onay verdiği ispat edilmediğinden itirazın iptali davasının kabulü gerektiği" görüşünün kabul edilmediği-

"Hisse devri işlemlerinin yokluk ve butlanla batıl olduğu" gerekçesi ile "genel kurul kararlarının hükümsüzlüğünün tespiti" ve "kar payı talepleri"- Davaların yığılması- Arabuluculuk dava şartı- Davaların birleştirilmesi-

Aralarında bağlantı bulunan ve miktara tabi olan ve olmayan talepleri bir arada içeren, talep yığılmasının söz konusu olduğu davaların arabuluculuğa tabi olmaksızın mahkemece çözüme kavuşturulması gerektiği- Mahkemece tefrik kararı ile ayrılan şirket kar payına ilişkin alacak davasında, "dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğu" gerekçesiyle "davanın usulden reddine" karar verilmişse de, davaların bir bütün olarak işin esasına girilerek mahkemece çözüme kavuşturulması ya da tefrik kararı verilen esas dosyanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği-

Ayıplı ifa eksik ifa ayrımı-

4077 sayılı TKHK’nın 4. maddesinin 1. bendinde ayıplı mal tanımı yapılırken kullanılan ibarelerin, tüketici işleri yönünden eksik ifanın ayıp kavramı içerisinde eritileceği şeklinde bir sonucun çıkarılamayacağı- Proje alanının ve mevcut yeşil alanın taahhüt edilenden küçük olmasının, projede var olacağı ilan ve taahhüt edilen kapalı yüzme havuzu, bir okul ve bir kreş, bina bodrum katında deponun hiç yapılmamış olmasının, yeterli miktarda ağaç dikilmemesinin, gölet, biri özel olmak üzere iki okul, voleybol, basketbol ve futbol sahaları, tenis kortu, misafir otoparkı, dini tesis ve alışveriş merkezinin konut maliklerinin mülkiyet hakkının bulunmadığı parseller/yeşil alanlar üzerine yapılmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp mahiyetinde olmadığı, uyuşmazlık noktasına konu iddiaların ayıba ilişkin ihbar koşuluna bağlı olmaksızın BK’nın 125. maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımı süresine tabi eksik ifa iddiası olarak değerlendirilmesi gerektiği-

5403 sayılı Kanun’un 8/İ maddesinin ikinci fıkrasında tanınan önalım hakkına dair

Önalım hakkın varlığının dava tarihine göre belirlenmesi gerektiği, sonrasında hükmün yürürlükten kalkmış olmasının önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil kararı verilmesine engel olmadığı- Önalım hakkına konu edilen taşınmazın satıldığı tarihte, davacının taşınmazda tam malik değil, sadece paydaş olduğu, önalım hakkının, tarım arazisinin davalıya satıldığı tarihte doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği gözetildiğinde, tam malik olmayan davacının önalım hakkını kullanmasının mümkün olmadığı- Davacının sınırdaş arazinin satışından sonra paydaşı olduğu taşınmazda kalan payı temellük ederek tam malik olmasının satış tarihinde tek başına kullanabileceği bir önalım hakkı bulunmadığından sonucu değiştirmeyeceği- Önalım hakkının doğduğu ve kullanılabilir duruma geldiği tarihten sonra önalım hakkının edinilmesinden söz edilemeyeceği-

İki ayrı icra takibi- İtirazın iptali- Usul ekonomisi- Temyiz kesinlik sınırı-

Dava dilekçesinde iki ayrı icra takibine itirazın iptalini istendiği ve mahkemece iki ayrı icra takibine itirazın iptali davasının yargılamasının usul ekonomisi gereği aynı dava dosyası üzerinden yapılarak, takip dosyaları hakkında ayrı ayrı karar verildiği anlaşıldığından, her bir takip dosyasına itirazın iptali davasının temyiz kesinlik sınırının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği-