İçerik Akışı
İcra ve İflâs Hukukuna İlişkin 'Makale ve İnceleme Yazıları', 'Hukuki Mütalâalar' ve Yüksek Mahkemenin Önemli İçtihatları (Ücretsiz Kitap Duyurusu)
Sevgili Meslektaşlarıma...
El atmanın önlenmesi ve ecrimsil- Ön inceleme tutanağının düzenlendiği tarihten sonra el atmaya son verilmesi- Davacının el atmanın önlenmesi davası açmakta haklı olup olmadığı- Yargılama gideri ve vekalet ücreti- Dürüstlük kuralı-
Ön inceleme tutanağının düzenlendiği tarihten sonra el atmaya son verildiği, dava konusu taşınmazın kayden maliki olan davacının mülkiyet hakkı karşısında, davalının kullanımını üstün kılacak ayni ya da şahsi hakkı mevcut olmadığı gözetidliğinde, "davacının el atmanın önlenmesi davası açmakta haklı olduğu" ve el atmanın önlenmesi davası yönünden keşfen belirlenen dava değeri üzerinden harç ikmal edildiğine göre, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükteki AAÜT uyarınca (268.000,00 TL ) vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- "Davacının, dava konusu taşınmazı oğlu ve gelini olan davalıya 'evlilik nedeniyle' oturmaları amacıyla tahsis ettiği, daha sonra evlilik birliği içinde aynı binada bir başka dairenin davalının eşi adına satın alındığı, fakat tarafların anlaşarak yeni alınan daireye davalı ve eşinin geçmesine gerek görmeyip yeni alınan dairede davacı ile birlikte diğer oğlunun oturmaya başladığı, davacının oğlunun davalıya boşanma davası açması üzerine davacının boşanma davası tarihinden geçerli olmak üzere, davalıdan ecrimisil talep eden ve müdahalesinin sona ermesini isteyen bu davayı ikame ettiği, davalının da ön inceleme tutanağının düzenlendiği tarihten (yaklaşık 1 ay) sonra dava konusu taşınmazı tahliye ettiği, bu yönüyle el atmanın önlenmesi davasının konusuz kaldığı, ecrimisil davasının da feragat nedeniyle reddedildiği, davacı el atmanın önlenmesi davasını ikame ettiği tarihte boşanma davası henüz devam etmekte olup davacı söz konusu davayı ikame etmeden önce davalının eşi adına kayıtlı ve evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazı boşaltarak davalıya oturması teklifinde bulunmadan bu davayı açmış olduğu, davalının eşi adına kayıtlı dairede oturması halinde boşanma davası kesin olarak sonuçlanmadan davalının söz konusu daireden tahliye ettirilemeyeceğinin açık olduğu ve bu durumda davacının söz konusu imkânı davalıya teklif etmeden bu davayı açmasının 'dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığı' ve bu koşullar altında davacının davasını açtığı tarihte haklı olduğu söylenemeyeceği" şeklindeki karşı oyun kabul görmediği-
İİK m. 89/4 uyarınca açılan tazminat davası- İhbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, "istenebilir hale gelmiş", "kesin" nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı-
İİK m. 89/4 uyarınca açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, "ihbarnamenin tebliğ tarihi" itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden "istenebilir hale gelmiş", "kesin" nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığının genel hükümler çerçevesinde belirleneceği (bu maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle borçlunun üçüncü kişi nezdinde "kesinleşmiş", "muaccel" bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu- Somut olayda, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihi itibari ile kesinleşmiş, muaccel, istenebilir hale gelmiş, miktarı tam olarak belli likit bir alacağın mevcut olmadığının tespit edildiği, tek başına farklı bir takip dosyasına ödeme yapılmasının İİK m. 89/4.'de geçen tazminatın kabulü koşullarının oluştuğu anlamına gelmeyeceği- Davalı üçüncü kişinin cevap dilekçesinde "diğer takip dosyasına yapılan ödemenin sehven yapıldığının" belirtildiği ve ödeme sebebi ile sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava açıldığı, yine dosyada mevcut .. D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda "davalı ile borçlu arasındaki işin tamamlanmadığının sabit olduğu" ve yine her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinde dilekçede "ikrardan" bahsedilmiş ise de, davalının beyanında aynen “sehven ödeme yapılmış ancak ... borçlu şirketle ilgili henüz her türlü ihtilaftan ari, kesin bir hesap çıkmamış olduğundan sehven yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda geri alınması için ... dava açılmıştır.” ifadesinin herhangi ikrar anlamına gelmeyeceğinin anlaşıldığı-
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi- Bakım borcunun yerine getirilmediği iddiası-
Davacı tarafından "ölünceye kadar bakma sözleşmesi gereği bakım borcunun yerine getirilmediği" iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve tapu iptali ve tescil isteminde bulunulmuşsa da, davacı tarafından bakım borcunun davalının kusuruyla yerine getirilmediğinin ispatlanamadığı- Taraflar arasında gerçekleşen olaylar ve dinlenen tanık beyanlarından, bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilme imkanının bulunmadığı anlaşıldığından, tarafların sosyal, ekonomik ve mali durumları araştırılarak TBK m. 614 uyarınca davacı yararına uygun bir irat bağlanması yönünde bir karar verilmesi gerektiği- "Davalı ile davacı arasında bakım ilişkisi bulunsa da aynı zamanda davacı ile davalının imam nikahı ile birlikte yaşadığı, davalının çektiği görüntülerin davacının izni ve rızası olmadan çekildiğinden ve hukuka aykırı olarak elde edildiğinden delil vasfında olmadığı, halihazırda davalının bakım yükümlülüğünü haklı bir neden olmaksızın yerine getirmediğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğine" ilişkin kararın bozulması gerektiği-
Suriye uyruklu davacının teminattan muaf olup olmadığı-
İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacının teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacının teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacıya kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olup olmadığı-
"Mirastan feragat sözleşmenin düzenlediği tarihte davalının mirasbırakanla evli olmaması, henüz mirasçılık sıfatı kazanmayan davalı yönünden sözleşmenin doğmamış haktan feragat niteliğinde olması nedeniyle sonuç doğurmayacağı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, davalının, nikah akdinin gerçekleşmesinden 15 gün önce sözleşmeyi imzalaması karşısında, evlilik beklentisinin yüksek oluşu, mirasbırakanın ölüm anına kadar ise zaten mirasçılık sıfatının doğmasının mümkün bulunmaması, mirasbırakanın ölümü ile mirasçılık sıfatını kazanması nedeniyle dava konusu mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olduğu- Davalı, dava konusu sözleşme ile "muhtemel mirasçı" sıfatı ile beklenen hakkı olan miras hakkından feragat etmiş olup mirasbırakanın ölümü ile mirasçılık sıfatını da kazandığından, geçerli şekilde düzenlenen sözleşmenin hüküm ve sonuçlarını doğuracağı-
Avukatlar Günü Kutlu Olsun!
E-Uyar ailesi olarak Avukatlar Gününüzü kutlarız..
Kira uyuşmazlıkları - Ödeme emri tebliği-
Ödeme emri tebliğ edilmeden borçlu/kiracı haricen takibi öğrenip itirazda bulunabilir mi?
Kanunilik İlkesi- Sendika Hakkının ihlali- Basın açıklaması- İfade özgürlüğü-
Başvurucunun; basın açıklamasını sendikal karara uyarak yaptığını, metnin hiçbir yerinde amir sayılan kişilerin adının geçmediği gibi hakaret sayılabilecek sözlerin de bulunmadığını belirterek ifade özgürlüğü ve sendika hakkının ihlal edildiğini ileri sürdüğü- Anayasa'nın 13. maddesinde yer alan kanunilik ölçütü, sınırlamaya ilişkin kuralın erişilebilirliği ve öngörülebilirliği ile kesinliğini ifade eden belirliliğini garanti altına aldığı ve müdahalenin kanuna dayalı olması, iç hukukta müdahaleye ilişkin yeterince ulaşılabilir ve öngörülebilir kuralların bulunması gerektiği-Başvuru konusu müdahale, eylemin kanunda tam karşılığının bulunmaması nedeniyle benzer eylemlere ilişkin hüküm kapsamında, farklı bir kanun hükmü üzerinden tesis edildiği, bu gibi müdahalelerin kanunilik şartını karşılaması ancak eylem ile müdahalenin dayanağı kural arasında hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır nitelikte objektif bir ilişkinin varlığının ortaya konulmasıyla mümkün hâle geldiği- Bu bağlamda başvurucuyu cezalandıran idarenin ve cezanın hukuka uygunluğunu denetleyen yargı mercilerinin gerekçeleri dikkatli bir şekilde ele alındığı, başvuru konusu açıklama metni ile müdahalenin dayanağı kural içeriğini benzer kabul ederek eşleştirmenin ve eylemin sübuta erdiğini belirtmenin dışında kullanılan ifadelerin hangi bağlam ve kapsamda ilgili kurala özgülendiğine yönelik herhangi bir açıklamada bulunulmadığından eylemin yöneldiği iddia edilen taraflar ile uygulanan kural arasında açık, net, anlaşılır nitelikte objektif bir ilişkinin bulunduğu söylemenin mümkün olmadığı ve başvuru konusu kurala ilişkin idare ve yargı mercilerince yapılan yorumların, başvurucunun davranışlarının sonuçlarını öngörmesini sağlayacak belirlilikte olmaması nedeniyle disiplin cezası şeklindeki müdahalenin kanunilik şartını karşılamadığı - Başvuruya konu müdahalenin kanunilik şartını taşımaması nedeniyle Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerektiği-
Sorumluluk- Taşıma- Güzergah
Davalı şirketin taşıma esnasında kullandığı güzergah ve yolun ne kadarlık kısmını kullandığı hususu belirlenmek suretiyle, yolun bozulmasına etken olan diğer sebepler de dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-