Deliller ne olursa olsun, hakimin vicdanen kanaat getirmeden bo-şanmaya karar veremeyeceği– (Boşanma davalarının kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle; hakime geniş takdir hakkı tanındığı, bu dava-larda hakimin, evlilik birliğinin gerçekten onarılmaz şekilde kökünden sarsılıp sarsılmadığı hakkında bilgi ve kanaat sahibi olmak zorunda olduğu, sağlıklı bir sonuca ulaşılmasının, olayların yeri, zamanı, ne şekil-de oluştuğu, kimin davranışının öncelikli olduğu, karşı tarafın söz ve davranışlarının art niyetsiz bir tepki, bir öfke sonucu olup olmadığının bilinmesine bağlı olduğu-)
Harç ve temyiz defterine kayıt tarihi itibariyle temyiz süresinin geçmiş olması halinde, temyiz isteminin «süre aşımı» nedeniyle reddi gerekeceği–
Tarafların aynı zamanda Türk vatandaşı olmaları halinde, Türk hukukunun uygulanması gerekeceği–
Tanık olarak dinlenmeyen kişinin, noterlikteki beyanının hükme dayanak yapılamayacağı–
Anlaşmalı boşanma halinde, eşlerin anlaştıkları her konuda, «infazda karışıklık yaratmayacak şekilde» hüküm kurulması gerekeceği–
Davacının talebi üzerine «boşanma» kararı verildikten sonra, karar kesinleşmeden davacının davadan feragati üzerine, mahkemece «davanın feragat sebebiyle reddine» karar verilemeyeceği bu durumda dosyanın Yargıtay’a gönderilip Yargıtay’ca feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmek üzere» kararın bozulacağı–
Davalının «ruhsal rahatsızlığı»nın ileri sürülmesi halinde, mahkemece -MK. 405 ve HUMK. 42. uyarınca- sulh hukuk mahkemesine yazı yazılarak «davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği»nin sorulması gerekeceği–
Boşanma davalarında, temyiz harcının noksan yatırılmış olması halinde, yapılacak işlem–