Tanıkların davacı tanıkları olmayıp davalı tanıkları olduğu, tanığın dinlendiği oturumda söz konusu tanığın duruşma salonunda bulunduğu, bu tanığın ifadesinin artık yönlendirmeye dayalı olacağının düşünüldüğü bu nedenle dinlenmediği; diğer tanığın dinlenmesinden ise davalı vekilinin vazgeçtiği ve yargılama sırasında dinlenen tanıkların yeterli görüldüğü-
Aile Mahkemelerinin. 4320 Sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde verdikleri ka­rarlar, (nihai hüküm) niteliğinde olmayıp HUMK'un 105, 106, 107 ve 108. maddeleri hükümlerinde belirtilen usule tabi olduğun­dan, temyizi kabil olmadığı-
İstirdadı istenilen alacağın sebebi nafaka olarak gösterilmiş olup, 4787 sayılı Yasada anılan "aile hukukundan doğan dava" niteliğinde olduğu açık olduğundan, mahkemece yukarıdaki hususlar gözetilmek suretiyle "görevsizlik" kararı verilmesi gerekeceği-
Tenfiz ve tanımada dava dilekçesine, MÖHUK.nun 37/1. maddesinde ön görülen yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usu­len onanmış aslının veya aslına uygunluğu onanmış sureti ve onanmış tercümesinin, ilamın kesinleştiğini gösteren o ülke makam­larınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesinin gerekeceği-
Yeni medeni kanunun yürürlüğe girmesinden sonra evlilik içinde edinilmiş mallarla ilgili ihtilaflarda aile mahkemelerinin görevli olacağı-
Evlenme sırasında hediye edilen takıların aynen iadesi veya bedeli istenen davada aile mahkemesinin görevli olacağı-
Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından kaynaklanan ( üçüncü kısım hariç ) bütün davalara Aile Mahkemesinin bakması gerekeceği-
Özel Kanununda Aile mahkemelerin kararlarına karşı ayrı bir temyiz süresi getirilmemiş; 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa atıf yapılmış olup bu madde hükmüne göre; Asliye Hukuk Mahkemesince verilecek kararların temyiz süresinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün olacağı-
Tanık hakkında yalan tanıklıktan suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılmakta olup bu konuda bir araştırma yapılmadan ve kamu davası açılmışsa sonucu beklenilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemeyeceği-
Mal rejiminin tasfiyesine yönelik da­valarda, Aile Mahkemesinin görevli olacağı-