Davacı vekilinin delil listesinde göstermiş olduğu tanıklar yurt dışında olduklarından, delil listesi ara kararında tanınan kesin süre zarfında verilmiş olsa dahi, yurt dışı istinabe giderleri için ilave masraf gerektiği gibi, tanıkların yurt dışından istinabe yoluyla dinlenmeleri de esasen zaman alacağından davacının delil listesini süresinde vermeyerek celse talikine sebebiyet verdiğinin kabul edilemeyeceği; davacı vekilinin gösterdiği tanıkların, usulünce dinlenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği- 
Mahkemenin verdiği kesin süre şekli anlamda usulüne uygun ise de, yargılamayı uzatmadığı sürece, savunma hakkının kutsallığının içeriğine dokunmadan kullanılması gereken bir usul hukuku yöntemi olduğu da dikkate alındığında, verilen kesin süre usul hukukuna konuluş amacına uygun kullanılmadığından, yöntemine uygun değildir ve bu suretle verilen kesin sürenin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1.maddesine göre adres beyan formundaki bildirimlerin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olacağı-
Evlilik içinde edinilmiş taşınmazın muvazaalı olarak satıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında genel mahkemelerin görevli olacağı-
Davalının; davacının kusurlu olduğunu kanıtlaması sonucu boşanma davasının reddinde hukuki yararı bulunduğundan sunduğu delillerin incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Eşine şiddet uygulayan davalı kocanın tam kusurlu olduğunun anlaşıldığı durumda, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı bulunduğu ;bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmeyeceği- Dava konusu olan menkul eşyaların yargılama sırasında 07.07.2007 tarihli tutanakla davacıya teslim edildiği anlaşıldığı bu durumda, bu eşyalar için karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekeceği-
Çeyiz eşyaları misli eşyalardan ise de, davacının seçimlik hakkı olup bu eşyaları aynen isteyebileceği gibi sadece bedelinin tahsilini veya terditli olarak eşyaların mevcut olması halinde aynen olmaması halinde bedelin tahsilini de isteyebileceği-
10.04.1992 gün ve 7/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişki bulunması halinin bozma nedeni oluşturacağı-
Söz, nişan ve düğün masraflarıyla ilgili taleplerin aile mahkemesinin görevine girmeyeceği-
Fazla ödenen nafakanın tahsiline ilişkin dava, Aile Hukuku ile ilgili olduğundan, davaya Aile Mahkemesinde bakılmasının gerekeceği-