Davalı kadının davaya verdiği 20.01.2010 havale tarihli cevap dilekçesi ile reddedilen boşanma davasından sonra bir süre ayrı yaşadıklarını ve sonra tekrar bir araya geldiklerini, sonrasında yine evi terk etmek zorunda bırakıldığını ileri sürdüğü, duruşmada da cevap dilekçesini tekrarladığını bildirmiş olduğuna göre; taraflara iddialarını kanıtlama için delillerini bildirmek üzere süre verilmesinin ve gösterdikleri deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davadan feragatin, kadının kesinleşen boşanma davası hakkında sonuç doğurmaz ise de; boşanmanın eki niteliğinde olan talepler yönünden sonuç doğuracağı, bu yönler gözetilerek karar vermek üzere hükmün bozulmasının gerekeceği-
Davacının "bağıştan rücu" (B.K.m.244/2) sebebine dayandığı, mahkemenin "davanın taraf muvazaasına” (B.K.m.18) dayandığını kabul ettiği, gerek davacının dayandığı sebep, gerekse mahkemece benimsenen hukuki nitelendirmeye göre, davanın aile mahkemelerinin görevine girmediği, genel hükümlere dayalı olup genel mahkemelerin görevli olduğu-
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesinin; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMKm.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağladığı, şu halde Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanmasının gerekeceği-
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.Md.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağladığı, şu halde görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kanaati tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığından ve davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden davanın reddi gerektiği-