İstirdat (geri alma ) davasının birisi maddi hukuka diğeri takip hukukuna ilişkin olmak üzere iki şartı olup, bunun yanında davanın açılması için bir yıllık hak düşürücü sürenin de öngörüldüğü, bu davanın takip hukukuna ilişkin ilk şartının , geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması, ikincisinin borcun cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması olduğu, maddi hukuka ilişkin şartının ise, borçlunun borçlu olmadığı bir parayı ödemiş olması olduğu-
Dava konusu bono ve takiple bir ilgisi bulunmayan kişi tarafından -aynı ismi taşıyan oğlunun keşide ettiği bonoya dayalı olarak, oğlu aleyhine yapılan icra takibi hakkında- açılan olumsuz tesbit davasının «hukuki yarar yokluğu nedeniyle» reddi gerekeceği–
Bireysel konut kredisinden kaynaklanan olumsuz tespit davasının tüketici mahkemelerinde görüleceği–
İİK. 72/III uyarınca mahkemenin tedbir kararında öngörülen -alacaklının alacağını fer’ileri ile birlikte karşılayan- teminatın (teminat mektubunun) mahkeme veznesine yatırılması halinde borçlunun mallarının haczedilemeyeceği, haczedilmiş ise talep üzerine haczin kaldırılacağı–
Banka kredi kartı borcundan kaynaklanan olumsuz tespit ve geri alma davalarına tüketici mahkemesinde bakılacağı–
Borçlu tarafından açılan olumsuz tesbit davasının, alacağın bağlı olduğu zamanaşımını keseceği–
İcra takibinden önce olumsuz tespit davası açılabilmesi için, borçlunun borçlu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekeceği–
Kamu İktisadi Teşebbüslerinin ticari işletme kurup işlettikleri için tacir oldukları, bunların sermayelerinin devlete ait olması ve bazı yönetim organlarının tayin usullerinin özellik arz etmesi, bu kurumlara kamu hukuku müessesi vasfı vermeyip, bu kuruluşlar özel hukuk tüzel kişisi olup, haklarında hususi hukuk hükümlerinin uygulanacağı, bu nedenlerle olaya 3533 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılıp sonuçlandırılmasının usul ve kanuna uygun olacağı-
Bononun lehdar hanesi boş bırakılarak bir başkasına tevdii mümkün olup, keşidecinin bilinçli olarak bonoyu doldurma yetkisini diğer bir şahsa bıraktığı bu halde senedi alan kişinin lehdar hanesine kendi adını yazabileceği gibi isterse senedi lehdar hanesi açık olarak diğer bir kişiye vererek, açık kısmın o kişi tarafından doldurulmasına imkan sağlayabileceği-