Davacı yan, çekler nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ederken davalı taraf davacının yapmış olduğu ödemeleri düşmeden takip yaptığını bildirerek karşı dava olarak da menfi tesbit davası açmış olup davacı şirketin alacağına istinaden yapmış olduğu takibe konu vaki itiraz üzerine, açılan itirazın iptali davasında borçlu davalı şirketin yapmış olduğu ödemeleri savunma olarak ileri sürmesi ve buna göre tarafların haklılık durumu belirlenip bir karar verilmesi gerekeceği-
“Çeklerin avans olarak verildiği”nin, davalı alacaklının da kabulünde bulunması halinde, temel ilişkiye girilerek alacak borç durumunun saptanması gerekeceği-
Banka kredi kartı borcundan kaynaklanan olumsuz tespit ve geri alma davalarına tüketici mahkemesinde bakılacağı–
BK.'nun 404 /son (şimdi TBK 520/III)dosya içindee maddesinin buyurucu nitelikte bulunduğu, tellallık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasının geçerlilik ve sıhhat koşulu olduğu, dosya içinde bulunan sözleşme örneğinin gayrimenkul akdi olarak nitelendirilemeyeceği-
Kanuna aykırı ikinci haciz ihbarnamesinin iptali için şikayet yoluna başvurma hakkı bulunan davacının yedi gün içinde menfi tespit davasını da açması ihtiyatlı bir davranış olup; yedi gün içinde hem Tetkik Mercii'nde şikayet yoluna başvurması hem de mahkemede menfi tespit davası açması halinde, Tetkik Mercii'nce ikinci haciz ihbarnamesinin iptali talebi reddedilirse, menfi tespit davası devam edeceğinden davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olduğunun kabulünün gerekeceği-
Kaynağını idari para cezasından alan istirdat davası için birtakım koşulların oluşmasının gerekeceği, bu koşullar gerçekleşmişse mahkemece istirdada karar verileceği, buradaki öncelikli koşulun, idari para cezasının kaldırılması olduğu, işveren idari para cezasının geçersizliğine ilişkin bir karar getirmedikçe iş mahkemesinde istirdat ve menfi tespit davasının “mesmu” kabul edilemeyeceği-
Bononun «lehtar» hanesinin açık bırakılarak bir başkasına verilebileceği, bu durumda keşidecinin bilinçli olarak senedin boş kısmını doldurma yetkisini başka bir kişiye bilinçli olarak bırakmış varsayılacağı, senedi alan kişinin lehtar hanesine kendi adını yazabileceği gibi, isterse senedi yine lehtar hanesi açık olarak diğer bir kişiye vererek açık kısmının o kişi tarafından doldurulmasına imkan sağlayabileceği