Davacı şirket, her ne kadar davalı belediye başkanına bağlı olsada, kararlarını kurul olarak ve belli bir çoğunluk sağlayarak aldığı, davacı şirketi oluşturan kuruluşların bir kısmının özel hukuk tüzel kişisi niteliğinde olduğu, bu nedenle kurulun aldığı kararın idari bir işlem olmadığı-
Mahkemece Akbank Bartın Şubesi'nin 17.02.2010 tarihli cevap yazısı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de aynı banka şubesi tarafından aynı tarihli (06.04.2010 havale tarihli) düzeltme yazısında işlemler toplamının 63.166,80 TL olduğu bildirildiğinden, mahkemece bu düzeltme yazısı üzerinde durulup, değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İncelenen ciro silsilesinde davacı B. T.’un, davalı Ünsoy Turz. A.Ş'den alacaklı ve daha sonra da kendi cirosu ile borçlu konumunda olduğu, dolayısıyla Ünsoy Turz. A.Ş'nin davacı B. T. yönünden alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiğinin anlaşıldığı, hal böyle olunca davalı hamil Ünsoy Turz. A.Şnin, davacı B. T.'tan herhangi bir talepte bulunamayacağı-
Dava, franchise sözleşmesinden kaynaklanan istirdat ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup; gerekçe ile hüküm birbiri ile çeliştiğinden, verilen kararın yasa ve içtihat hükümlerine aykırı bulunduğu, bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekeceği-
Dava, haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup; mahkeme tarafından işin esasına girilerek ve davacı tarafın sunduğu belgeler ve ilgili banka kayıtları celbedilerek davacının haksız ihtiyati haciz nedeni ile uğradığı zararın ayrı ayrı tesbiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasını kaybeden davacı borçlu aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için mahkemece verilmiş ve icra dosyasına işlenmiş bir ihtiyati tedbir kararının bulunmasının gerekeceği-
Davalı vekilinin, davacının kendisine ait hissenin satışından eline geçen bu parayı neden müvekkiline ödenmesi gerektiğini açıklaması ve ispat etmesi gerektiği- Hayatın olağan akışına aykırı olan savunmayı ispat yükümlülüğünün davalıda bulunduğu-
Davalının elinde bulunan senet, kambiyo senedi niteliğinde olup, davacıların somut olayda ileri sürdükleri iddiaları usulen kanıtlamakla yükümlü olması gerekeceği- Senedin davalı defterlerinde kayıtlı olmaması kambiyo senedi niteliğini etkileyemeyeceği gibi senedi hüküm düşürmeyeceği-
Takipten sonra açılan menfi tespit davalarında davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için takibin haksız ve kötü niyetle yapılmış olması gerektiği-