Mahkemece, davacı tarafından açılan menfi tespit davasında iddiası sabit görülmemekle reddedilmiş olup, İİK'nun 72/4 maddesi gereğince tedbir kararı ile alacağın tahsili geciktirilmiş olduğundan davalı yararına tazminata hükmedilmemiş olmasının isabetli olmadığı-
2918 sayılı KTK'nun 20/d maddesi uyarınca tescilli araçların noter dışı satış ve devirleri geçersiz olup geçersiz satışlarda herkes aldığını iade etmekle yükümlü bulunduğundan; mahkemece bozmaya uyularak dava konusu çek nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespitine ve ödenmiş olan çek bedelinin istirdatına karar verilmiş olduğu halde satışa konu araçların iadesi konusunda karar verilmemesinin bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, dosyaya sunulan ihbarnamede senet bedelinin gösterilmesine rağmen, davalının senedin belli bir miktar dışındaki kısmının bedelsiz kaldığına ilişkin cevap dilekçesindeki beyanı gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki istirdat davasında, HMK'nun 331/3. maddesi uyarınca kendini davada vekil marifetiyle temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, dava konusu icra dosyasında takip alacağına ilişkin yapılan ödemenin, icra takip dosyası içerisinde bulunan haciz tutanağında icra memuru tarafından açıkça davacı şirket yetkilisi tarafından yapıldığı belirtilmiş olup , mahkemece bu tutanak dikkate alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki protokolde davacı tarafından davalıya devredilecek taşınmazın değerinin 2.750.000,00 TL gösterildiği ve taşınmazın tapuda devredildiği, davalı artık bu bedelde kendisinin kandırıldığını kanıtlamak durumunda olup, dosya içeriği ile bu hususun kanıtlanamadığı-
Keşideci ve davacının iki ayrı şirket olup, ayrı tüzel kişiliklere sahip oldukları, dosya içeriğinden, somut olayda tüzel kişilik perdesinin kaldırılmasını gerektirir hukuki nedenler bulunmadığından icra takibine konu bonoda sıfatı bulunmayan davacıdan icra tehdidi altında tahsilat yapılması yerinde görülmeyip, bu nedenle davacının davasının kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Davanın genel hükümlere göre açılmış menfi tespit istemli dava olduğu, dava dilekçesindeki açıklamalar ve davanın dayandırıldığı olayların da, davacının isteminin bu yönde olduğunu gösterdiği- Davanın, İİK’nın 89/3. maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olarak nitelendirilemeyeceği-
Mahkemece, öncelikle dava değeri üzerinden yatırılması gereken harcın ikmal edilmesi için davacı tarafa süre verilmesinin, verilen süre içinde yatırılması gereken harcın ikmal edilmesi halinde ise, dar yetkili icra hukuk mahkemesince verilecek kararın bu davada kesin hüküm niteliğinin bulunmadığının, bu nedenle davacı tarafın menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulünün gerekeceği-
Açılan dava, menfi tespit isteğine ilişkin olup itirazın iptaline dair karar verilmiş olmasının davanın niteliğine uygun olmayacağı-