İspat yükü, çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacıya ait olduğu, davacının bu hususların yanı sıra ayrıca davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisabta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekeceği-
Görülen istirdat davasında; banka tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkının bulunduğu , ancak uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli dosya masraflarını tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekeceği-
Kanalizasyon hizmetlerinden yararlanmasına rağmen, su kullanan ve atıksularını doğrudan veya dolaylı olarak kanala, alıcı ortamlara deşarj eden tesis ve işletmelerin özellikleri dikkate alınarak, varsa sayaçla ölçülen sarfiyat üzerinden veya çalışan kişi sayısına bağlı olarak hesaplanan su tüketimi üzerinden kullanılmış suları uzaklaştırma bedeli alınacağı hükmünün tatbik edilebilmesi için, davalı tarafından sağlanan kanalizasyon hizmetlerinden yararlanma şartının gerçekleşmiş olması gerektiği- Menfi tespit davasına konu uyuşmazlıkta, davacı şirketin kanalizasyon hizmetinden yararlanmadığı anlaşıldığından, davalı kurumun atık su bedeli talep edemeyeceği- Bilirkişi raporunda, 'davacının fabrikasında kullanılan (artezyen) suyun arıtılarak deşarj edilmesine rağmen doğal özelliğini kaybettiği' belirlenmiş olduğundan ve endüstriyel nitelikte atıksu oluşturan tesis ve işletmelerden, Atıksuların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği'nde belirtilen "Kirlilik Önlem Payı" (KÖP) alınacağı düzenlendiğinden davalı kurumun davacıdan talep edebileceği bedel "Kirlilik Önlem Payı" bedeli olduğu ve  davacı şirket, davalı tarafından atık su bedeli tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek menfi tespit davası açmış olduğundan, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Borçlu olmadığının tespitine, davacı lehine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilen davada,davadan feragat edildiğinden feragat nedeniyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davalı alacaklı vekilinin takipten vazgeçmiş olmasının alacaktan vazgeçme anlamına gelmeyeceği gözetilmeksizin davacının talepleri yönünden işin esasına girilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olup HUMK.nun 381/2. (HMK m.298/2) maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, kararın bozulması gerekeceği-
Dava, İİK'nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olup, mahkemece HUMK'nun 74. maddesi de gözetilerek taleple bağlılık kuralı çerçevesinde davacının borçlu bulunmadığı miktar tespit edilerek hüküm altına alınması gerekeceği-
B.K.nun 53. (6098 sayılı TBK.nun 74.) maddesi hükmüne göre ceza mahkemesince saptanan maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacağından anılan ceza davasının sonucunun beklenerek, sonucuna göre açılan menfi tespit davasında hüküm kurulması gerekeceği-
Dosya içerisinde bulunan bononun incelenmesinde “İ. Y.'den aldım” ibaresinin yazılı bulunduğu görülmekte olduğu ve bu ibare bononun kambiyo senedi vasfını yitirmesini gerektirmeyeceği için, mahkemece açıklanan bu kurala uygun olmayan bir şekilde menfi tespit davasının kabulüne karar verilmemesi gerekeceği-
Takibe konu bono nedeniyle ve kredi kullandırması sözkonusu olmadığından dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, HMK'nun 109/2 maddesi uyarınca, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı-