Kambiyo senedine dayalı takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re'sen gözetilmesi gerektiği, uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenerek davanın esastan sonuçlandırılmasının doğru olmadığı-
Davalının icra takibinde haksız olduğu, fakat ciro silsilesi ile meşru hamil olduğu çeki takibe koymakta kötü niyetli olmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin yorumlanması neticesinde davalının haksız bulunduğu sonucuna varılsa da davalının kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamamış olduğundan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki istirdat davasında, borcun bulunmadığı iddialarına ilişkin, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve sonrasında imzalanan ibranamede kararlaştırılan sorumluluk dönemleri sınırları içerisinde kalacak şekilde, kooperatifin sözleşmeler öncesi ve sonrası dönemde kayıt altına alınan tüm defter ve kayıtlarının incelenerek, davalının hissesini devretmeden önce kooperatif tarafından yapılan harcamalar tespit edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-
Taraflar arasında imzalanan protokolün 6.3.24 maddesinde “ Eczaneler, kendilerine hasta gönderilmesine yönelik olarak her ne şekilde olursa olsun, kurumlar, hekimler, diğer sağlık kurum ve kuruluşları ve üçüncü şahıslarla kurye şirketleri ile açık veya gizli işbirliği yapamaz, simsar kurye elemanı ve benzeri yönlendirici personel bulunduramaz, reçete toplama ve yönlendirme yapamaz. …Tespit işleminin, ilgili eczacı odasınca yapılması ve Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetince onaylanarak Kuruma yazılı olarak bildirilmesi halinde Kurumca fesih yapılır.” hükmünün tarafları bağlayacağı ve somut olayda cezai işleme yönelik işlemin gerçekleştiğinin kabulünün gerekeceği-
Malulen emekli olan davacının sigortalı olarak çalıştığının tespit edilmesi üzerine, yersiz ödemelerin tahsili için yapılan icra takibinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davaya, iş mahkemesi tarafından bakılması gerektiği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüş olup mahkemece, ayrı tüketici mahkemesi var ise görevsizlik kararı yok ise ana kararıyla tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 72/6. maddesi gereğince, menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği gibi, davacı “haciz işlemi nedeniyle davacının maaşından kesilen paralar hakkında, davaya istirdat davası olarak devam edilmesi” talebinde de bulunduğundan; takip nedeniyle davacının emekli maaşından kesinti yapılıp yapılmadığı araştırılarak, ödeme yapılmışsa yapılan bu ödemenin istirdatına karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasında, dava tarihi itibariyle borcun ödenerek sonlandırıldığı ileri sürüldüğüne göre, davalı banka alacağının ,dava tarihi itibariyle tespitinin ve buna göre hüküm kurulmasının gerekeceği-
İcra ve İflâs Kanunu'nun 265,III hükmüne göre, “… Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.” hükmü uyarınca, taraflar usulen davet edilip, duruşma açılarak itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının çekin arkasındaki cirosunu iptal etmeyi unutmasının sonucuna katlanmak zorunda olduğu, zira çeki ciro yoluyla alan son hamilin bu durumu bilemeyeceği-