Davalı vekili, menfi tespit davasının yargılamasında davacılardan biri hakkındaki icra takibinden feragat ettiklerini bildirdiklerinden davacı bakımından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasında şirket kaşesi üzerindeki imzanın tanzim tarihindeki şirket yetkilisine ait olduğunun sabit olup,davacının borçlu olmadığını ispat külfetinin davacı yanda olduğu-
6102 sayılı TTK.nun 793/1. maddesi uyarınca ibrazdan ya da ibraz müddetinin geçmesinden sonra yapılan bir cironun, ancak alacağın temliki sonuçlarını doğuracağı-
Davacı yan işe girerken kendisinden teminat amaçlı alınan senedin işten çıktığında iade edilmeyip icra takibine konulduğunu, bu nedenle borçlu olmadığının tespitini talep ettiğinden takibe konu senedin, işçi ile işveren arasında iş akdinden kaynaklandığının kabulü ile uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-bono iptali davasında, asıl dava ve birleşen davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmolunduğundan davalılardan ..... yararına asıl ve birleşen davada ayrı ayrı olmak üzere hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca hesaplanacak nisbi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-
Davalı tarafın dosyaya sunduğu satım ilişkisine konu ikinci partiyi oluşturan 350 adet sandalyenin davacıya teslimine dair ve içeriğinde “mal yerinde teslim edilmiştir, irsaliye düzenlenmemiştir.” şerhini barındıran fatura örneği üzerinde durulup inceleme yapılarak karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın, takip dosyası üzerinden kendisine gönderilen yenileme emri üzerine menfi tesbit davası açtığı ve icra mahkemesine şikayet yoluyla yenileme emrinin iptalini istediği, icra mahkemesince davanın reddedildiği, ve temyiz edilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı, çıkarılan yenileme muhtırasının iptali halinde davacının bu davayı açmakta hukuki yararının sona ereceği, bu nedenle dava sonucunun beklenmesinin gerektiği-
Uyuşmazlık, teminat altına alınan kredi borcunun tamamen ödenip ödenmediği, kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumluluğu ilkesi uyarınca ödeme yapıp yapmadığı, dolayısıyla dava konusu senedin teminat fonksiyonunu devam ettirip ettirmediği noktalarında toplanmakta olduğundan kredi borcuna karşılık bir kısım ödeme yapılmış ise de bu ödemelerin kimin tarafından yapıldığı ve davacının kefaletinin teminatı olarak verilen bononun akibeti konusunda araştırma ve inceleme yapılmasının gerekeceği-
Menfi tespit davasında; kefaletin fer’iliği ilkesi uyarınca, dava açıldıktan sonra yapılmış olan asıl borca ilişkin protokol ve bu protokole göre yapılan ödemeler gözetilerek, sonucuna göre davacı kefilin borç miktarının tesbiti gerekeceği-