Taraflar arasındaki konut kredisi sözleşmesi gereğince, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle ödenmeyen bakiye alacağın tahsili istemine ilişkin olan davada, davasında alınan bilirkişi raporu arasında çelişki ve farklılıklar bulunduğu anlaşılmakta olup mahkemece, rapora karşı yapılan itirazların değerlendirilmesi gerekeceği-
İhdas nedeni bölümünde "malen" kaydı bulunan bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, ispat külfetinin davalıda olduğu-
Mahkemece öncelikle sözleşmede öngörülen kesin vade içerisinde teslim edilecek şekilde malların gümrüğe girip girmediği, sözleşmede öngörülen şekilde ve sürede mallar gümrüğe girmiş ise bu hususun tarafların tacir olması da gözetilerek usulüne uygun şekilde davalı alıcıya bildirilip bildirilmediği hususunun değerlendirilmesi gerekeceği-
Davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davalının takibinde haksız çıkması yeterli olmayıp, ayrıca kötüniyetli olması da gerekeceği-
Tazminat-Menfi tespit-
Davalı vekilinin mahkemeye sunduğu davacının borcu kabul ettiğine ilişkin belgenin doğruluğu ve bağlayıcılığı hakkında araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde ''dava konusu bono bedelinin davalıya ödendiğinin tespiti'' talebinde bulunan davacının, niteliği itibariyle bu talebinin olumlu tespit davası niteliğinde olduğu, eda davası açılması mümkün olan hallerde olumlu tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı-
Davacının, İİK'nun 89/3 maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin dava açtığı, mahkeme tarafından yüzde kırk tazminata karar verildiği, bu tazminatın ancak davanın esastan incelenip karar verilmesi halinde davadaki haklılık durumuna göre verilebilecek bir tazminat türü olduğu-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında, İİK. 67/1 "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" hükmüne göre, somut olayda, davalı borçlunun itirazı davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinden bir yıllık sukutu hak süresinin başlamamış kabul edileceği-