İİK 72/son maddesi uyarınca, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de dava açılabileceğinden, icra takiplerinin F.'de başlatıldığı gözetilerek mahkemece davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sayılmış olup, çekteki imzanın sahteliği iddiasının bu itiraz sebepleri arasında yer almadığı; ihtiyati hacze itiraz edenin, itiraz sebepleri menfi tespit davasına konu olabilecek nitelikte olup, kanunda sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında olmadığı-
HMK'nun 266. maddesinde, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşüne müracaat edilmesi gereğince, somut olayda menfi tespit davasında, taraflar tacir olup, aralarında ticari ilişki bulunduğu sabit olduğundan, mahkemece konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna, inceleme yaptırılması gerekeceği-
Davalı bankanın, ancak asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takibin semeresiz kaldığı sabit olursa kefillerden borcun ifasını istemesinin mümkün olacağı-
Mahkemece, gerektiğinde yerinde keşif yapılarak kiralanan 4 taşınmazın da davacı kiracı tarafından kullanılıp kullanılmadığı, başlangıçta 4 parsel kiralanıp daha sonra bunlardan birinin dava dışı 3.kişiye satılması nedeniyle kalan 3 parselin kira parasının ne kadar olabileceği üzerinde durularak davalı malikin dava konusu 2010 Ağustos ayı kira parası olarak ne kadar kira talep edebileceğinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dosya içeriğinde yer alan ipotek akit tablosunda davacının imzası bulunmakta ve ayrıca ipotek akit tablosunun 2.maddesinde yer alan kefalet koşulunun da söz konusu ipoteğin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce, kurulmuş olması nedeniyle geçerli sayılması gerekeceği-
Şikayetin, icra mahkemesince karar verilmedikçe icrayı durdurmayacağı, İİK'nun 135. maddesine dayalı olarak çıkarılan tahliye emrinin iptali istemli şikayetin incelenmesi sırasında icra mahkemesince, tahliyenin hüküm verilinceye kadar tedbiren durdurulmasına karar verildiği, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, konu hakkında esasa ilişkin karar verildiğinden bu tedbirin artık hüküm ifade etmeyeceği-(İİK 22) Genel mahkemede İİK.nun 72. maddesi anlamında menfi tespit davası açılmış olmasının, icra mahkemesinde görülmekte olan şikayet bakımından bekletici mesele yapılmasını gerektirmeyeceği-(İİK 72) Asliye hukuk mahkemesinin verdiği ihale konusu taşınmazın ihale alıcısına teslim edilmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının iflas müdürlüğünce uygulanması zorunlu olduğundan, bu karar taşınmazın tahliyesini engellemez ise de, ihale alıcısına teslim edilmesini engelleyeceğinden, mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile üçüncü kişinin taşınmazın tesliminin durdurulmasına ilişkin isteminin kabulü gerekirken talebin tümden reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davalı hakkında davaya konu bonoya ilişkin olarak resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan dolayı açılan davada verilen kararın temyiz edilmiş olması nedeniyle dosyanın halen Yargıtay’da olduğu ve temyiz incelemesinin sonuçlanmadığı dosya içeriğinden anlaşılmakta olduğu, bu durumda ceza mahkemesinin olası bir mahkumiyet kararının 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74’üncü maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, söz konusu ceza davasının sonucunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 165/1 hükmü uyarınca bekletici mesele yapılması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki birleştirilen menfi tespit davasında, davalılar vekilinin her bir dosya için ayrı ayrı vermiş olduğu cevap dilekçelerinde müvekkillerinin çeklerin yetkili hamili olmadıklarına dair ikrarları mevcut olup, bu ikrarlar üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası, belli bir miktar harca esas değer gösterilerek açılsa da, sonradan tamamlama harcı yatırıldığından artan dava değerine göre davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekeceği-