TTK'nun 599. maddesi, “Poliçe'den dolayı kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan def'ileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” şeklinde olup gerek dava konusu senedin bedelsiz olduğunun gerekse hamil davalının senedi kötüniyetle iktisap ettiğinin ispat külfetinin davacıda olması gerekeceği-
Dava bonoya dayalı menfi tespit davası olup 6102 sayılı TTK'nın 4/1-a maddesi uyarınca, TTK'da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava sayılacağından, mahkemece görevsizlik kararı verilmesinin gerekeceği-
Alacaklının, borçlunun şirketinde çalıştığı dönemde, borçlu tarafından çeşitli amaçlarla alacaklıya verilen imzalı boş A-4 kağıtlarını, alacaklının bono haline getirerek hakkında takibe giriştiği, bu şekilde açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığı ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, senet altında muteriz borçluya atfen atılı bulunan imzanın ise inkar edilmediği; borçlunun bu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, icra mahkemesinin bu itirazı incelemekle görevli olduğu, borçlunun borcunun olmadığına ilişkin ileri sürdüğü sebep, icra mahkemesinin görevini tayinde belirleyici bir unsur olmadığı, İİK'nun 169/a ve 170/a maddeleri kapsamında; borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yürütülen sahteciliğe ilişkin soruşturma gerekçe gösterilerek, HMK'nun 209. maddesi uyarınca anılan soruşturma sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davaya konu çekte ciranta veya hamil olarak gözükmeyen davalı banka hakkında mahkemece pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi halinde, davalı banka lehine nispi değil, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Davalı beyaz ciro yoluyla senedin hamili olduğundan, davalının bu senede dayanarak kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine girişmesinde usul ve yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerekeceği-
Borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için genel mahkemede menfi tespit davası açabileceği-
Davacının keşidecisi olduğu çekin iptalini talep ettiği, çek iptalini yalnızca hamilin talep etme hakkının bulunulduğu, bu itibarla davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, ayrıca dava dilekçesinde dahili davalılara borçlu olunmadığının değil, borcun sebebinin hukuken geçerli olmadığının iddia edilmiş olduğu, bu kapsamda davacı iddialarının menfi tespit talebi olarak değerlendirilmesinin de mümkün bulunmadığı-
818 sayılı BK 53. maddesi (6098 sayılı TBK 74. maddesi) uyarınca ceza mahkemesinin maddi vakıayı saptayan kararları hukuk hakimini bağlayacağından, mahkemece belirtilen ceza dosyasının sonucu beklenerek açılan menfi tespit davasında bir karar verileceği-
Davacıya mal satıp teslim ettiğini, bunun karşılığında bonolar aldığını, bu bonoların ödenmemesi üzerine anlaşma yapılarak dava konusu bonoların kendisine verildiğini bildiren davalının bu beyanının bononun veriliş nedenini değiştirmek, yani talil etmek anlamında olmadığı, ispat külfetinin davacıda olduğu-