Yanlar arasındaki ihtilafın sözleşmenin yorumlanmasına ilişkin olduğu, özel ve teknik bir bir bilgiyi gerektiren ihtilaf bulunmadığı, 15.07.2014 tarihli "Özel Güvenlik Hizmet Alım Sözleşmesi” eki olan teknik şartnamenin "Araç, Gereç ve Donanım" başlıklı 14. maddesinde, davacı şirket tarafından sağlanması gereken araçlar, güvenlik personeline verilecek araç-gereç ve donanım, İSKİ tarafından sağlanması gereken araç, gereç, cihaz ve ekipman vs. olmak üzere üç ayrı kategori içerdiği, çözülmesi gereken hususun teknik şartnamenin 14. maddesinde yer alan “tek tip”; “standarda uygun”; “tam” ve “yeni” kavramlarının sözleşmede hangi donanımları kapsadığına ilişkin olduğu, davacının özel güvenlik personeli için tedarik etmesi gereken malzemeleri süresinde temin edemediği, davacı tarafından temin edilmesi gereken araçların marka ve modelinin yani asgari teknik özelliklerinin sözleşmede ve şartnamede belirtilmediği, bu konudaki eksikliğin sözleşmenin amacı ve ekleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, davacıya verilen işin özel güvenlik işi olması, bu işin yapılırken aksamaya sebebiyet vermemesi için kullanılacak araç ve gereçlerin aksaklığa sebebiyet vermeyecek asgari niteliklere sahip olması gerektiği. dolayası ile “standarda uygun”; “tam” ve “yeni” kavramlarından davacı tarafından temin edilecek araçların yeni olmasının kastedildiği, yeniden kastedilen hususun sözleşmede açıklık olmaması nedeni ile 0 (sıfır) olarak anlaşılamayacağı ancak, ihalenin 2013 yılında yapıldığı göz önüne alındığında 2013 yılını aşan araçların bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Davacı dava konusu bononun kendisine açık bono olarak verildiğini iddia ettiği, bononun incelenmesinden davacının yetkili hamil olmadığının anlaşıldığı, davacının yetkili hamil olduğunu tanıkla ispatının mümkün olmadığı, delil olarak bildirilen ceza dosyasında da davacının yetkili hamil olduğunu ispat etmeye elverişli bir delilin bulunmadığı-
Dava konusu çeklerde keşidecinin davacı şirket, lehtarın davacı .......... olduğu, davalının ciranta sıfatı taşıyıp çeklerin .................San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne cirolandığı, ................. tarihli sözleşmede her biri 250.000,00 TL bedelli çeklerin teminat olarak belirtildiği, bu çeklerin dava konusu çeklerle uyumlu olduğu, birinde yıl bölümünde, diğerinde yıl ve ay bölümünde tahrifat yapıldığı, tahrifat altlarının imzalandığı, dava konusu çeklerin sözleşme kapsamında verilen çekler olduğu kanaatine varıldığı, sözleşme konusu ürünün teslim edilmediği, sözleşmenin geçersiz hale geldiği, bu şekliyle sözleşmenin teminatı olarak verilen dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı gerekçesiyle davacıların menfi tespit davasının kabulü ile dava konusu keşidecinin davacı şirketi, lehtarın ................, cirantanın davalı olduğu, her biri 250.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacıların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Özellikle mahkemece talimat yoluyla Ankara 4.Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla alınan 21.02.2018 tarihli bilirkişi heyet raporundaki tespit ve değerlendirmelere, yine İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporda davalı bankaya verilen talimat içeren yazılardaki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olduğun belirlenmesine, söz konusu raporların ayrıntılı, bilimsel, taraf ve kanun yolu denetimine elverişli nitelikte olmasına ve ilk derece mahkemesinin raporları/ delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre mahkemece, davanın reddine, karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih ve tashih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği, değiştirilemeyeceği, davalı vekilinin talebinin tashih yoluyla düzeltilemeyeceği, ancak temyiz kanun yolu ile değerlendirilebileceği-
Uyuşmazlık, bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir...
"Borçlu tarafından takip dosyasına yapılan ödemenin, kendisine ödeme emri tebliğinden sonra olduğu ve yanlışlıkla yapılan bir ödemenin söz konusu olmadığı anlaşılmakla, İİK.'nin 361. maddesinin olayda uygulama yeri olmadığı- Öte yandan borçlunun icra dosyasına dosya borcunu ihtirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağından, borçlunun ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabileceği"ne ilişkin Yargıtay kararına direnişmişse de, direnme kararının verildiği 07.03.2023 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 238.730,00 TL olmakla uyuşmazlık konusu değerin (107.300,00 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen kesinlik sınırını geçmediği-
Davanın dayanağı olarak gösterilen faturalar uyarınca davalıdan talep edilebilecek bir alacak bulunması halinde bile bu alacağın ancak ve ancak faturada alacaklı olarak gösterilen şirket tarafından, şirketi temsile yetkili kişilerce ve alacağın şirkete ödenmesi talebiyle açılacak bir davaya konu edilebileceği davacının bu haliyle temel ilişkiye dayanak gösterdiği faturalar uyarınca alacak talep etme hakkının (aktif husumet ehliyetinin) bulunmadığı gibi faturaların düzenlendiği tarihte şirketin ortağı olmasının da kendisine bu yönde bir hak bahşetmeyeceği, davacının açılan dava uyarınca aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, bu hususun dava şartı niteliğinde olduğu ve re'sen gözetileceğinden mahkemece," bu gerekçe ile davanın reddi, yerine yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi" doğru görülmediği ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olmasının isabetli olduğu-
Uyuşmazlık, dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir...
Davalının diğer davalı şirketin mali durumunu ve borçlu olduğu hususunu bildiği ya da en azından bilebilecek konumda bulunduğu, kaldı ki aynı konuya ilişkin verilen mahkeme kararının düzeltilerek onama suretiyle kesinleştiği, böylece İİK'nın 283/2 fıkrasındaki koşulların oluştuğu dikkate alınarak ve icra dosyasındaki takip çıkışının devir bedelinden düşük olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin bu miktar üzerinden hesaplanacağı-