Çeke dayalı icra takibine yönelik menfi tespit istemine ilişkin davada, cironun iptal edilmiş sayılacağından davacının borçtan sorumlu tutulamayacağı kabul edilmişse de, keşidecisinin dava dışı Ltd.Şti, lehtarının ve birinci cirantanın bir başkası olduğu, şirket yetkilisinin ismi çizildiğinden yok hükmünde olduğu ve daha sonra davacı şirket cirosunun bulunduğu, son hamilin ise davalı olduğu anlaşıldığından, ciro zincirinde kopukluk olmadığı-Bilirkişi incelemesine göre şirket kaşesi üzerindeki imzanın davacı şirket temsilcisinin eli ürünü olduğu belirlenmiş olup mahkemece, davacı şirket cirosunun geçerli olduğu gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK'nın 170/4 maddesinde öngörülen alacaklı tarafından genel mahkemede dava açılması hususunun takip konusu yapılan senetle ilgili bir dava açılması şeklinde anlaşılması gerekeceği, somut olayda, davacı senetle ilgili davasını ıslah ederek aralarındaki akdi ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ettiğinden, anılan Yasa hükmünün somut olay bakımından uygulanırlığının bulunmadığı-
İİK'nın 170/4 maddesinde, alacaklının genel mahkemede dava açması halinde para cezasının tahsilinin dava sonuna kadar tehir olunacağı ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezasının kalkacağı hükme bağlanmış olup tazminatla ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği, mahkemece bu yönün gözetilmemesinin de isabetsiz olduğu-
Senede karşı bedelsizlik iddiasının yazılı delillerle kanıtlanması gerekeceği, davacının bedelsizlik iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamadığı, ancak, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanıldığından mahkemece davacıya yemin hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası sonucunda davacının borçlu olmadığı miktar belirlenip bu miktar üzerinden bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda olumlu tespit kararı ile birlikte icra takibinin devamı yönünde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Araç kiralama sözleşmesi uyarınca verilen bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkin davada, davacının senedin sözleşme ekinde boş olarak teminat amacıyla verildiğini iddia ettiği, davalının ise borç para karşılığında senet alındığını savunduğu, somut olayda ispat yükünün davacıya ait olduğu, mahkemece davalıdan sözleşme aslını ibraz etmesi istenip bilirkişi incelemesiyle senedin sözleşme altından kesilip kesilmediğinin belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senedinde bedelsizlik iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği- Davalı lehtar şirketin yetkilisi bu senedin teminat amacıyla alındığını belirtmiş ve diğer davalı hamil davayı kabul etmemişse de, hamilin eşi, şirketin ortağı olduğundan, hamilin, şirket tarafından alınan senedin bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğu-
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne, menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabi olduklarından, ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olmasından dolayı, ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesinin hatalı olduğu-