Davacının davalı ile aralarında düzenlenen oto kira sözleşmesi uyarınca sözleşmenin alt kısmında bono olarak düzenlenen kısmının teminat amacıyla imzalatıldığını, araç kiralama sözleşmesi uyarınca yalnızca bir günlük kira bedeli borcu olduğunu belirttiği, mahkemece davacının bu savunması üzerinde durulmadığı, mahkemece, oto kira sözleşmesinin aslının ibrazı sağlanarak takibe konu bononun söz konusu sözleşmenin parçası olup olmadığı, bu sözleşmeden temin edilip edilmediği hususunda gerektiğinde grafoloji konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla inceleme yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İcra takip dosyalarında teminat mektup bedeli dışında davacıdan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların talep edilmiş olması nedeniyle davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Kambiyo senetlerinde imza itirazının, mutlak nitelikte bir def’i olup iyiniyetli hamil dâhil herkese karşı ileri sürülebileceği-
Birleştirilen menfi tespit davasında ise birleşen davacının dava dilekçesinde aleyhinde yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte borçlu olmadığının tespitini istemiş olup, talebin sonuç kısmında ise şimdilik 10.000,00 TL ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, bu durumda öncelikle birleşen davacıya davasındaki asıl talebi açıklattırılıp, takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ediyor ise takip miktarı dikkate alınarak harç ikmali tamamlanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 680. maddesinin “tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası hamile karşı ileri sürülemez. Meğer ki, hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun” hükmünü içerdiği, bu durumda ispat külfeti davacı keşideci de olup senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlamakla yükümlü olduğu-
Uyuşmazlığın kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa'nın 3. maddesi kapsamında bir tüketici işlemi olduğu, bu durumda aynı yasanın 73. ve 83. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gözetilerek işin esasına girilerek incelenmesi gerekeceği-
Dosyaya sunulan sözleşmeden sonra taraflar arasında zeytin satışının olduğu, bu dava konusu iade faturasından başka faturaların da satıcı şirket defterlerinde kayıtlı olduğu ayrıca satış bedellerine karşılık firma yetkilisi kişi tarafından alınan çeklerin satıcı firma tarafından kabul edilip işleme konulduğunun, bu sözleşmenin satış ilişkisinde fiilen uygulandığının anlaşıldığı, somut olayda her ne kadar davacı şirketi temsilen hareket ettiğini bildiren kişilerin şirketi temsile yetkili olmadıkları belirlenmiş ise de bu kişilerin ticari mümessil olarak kabul edilip imzaları bulunan Bayilik Sözleşmesinin tarafları bağlayacağının da mahkemece kabulü gerekeceği-
Mahkemece senet aslının davalı alacaklı tarafından mahkemeye sunulmadığı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, senet aslının adı geçen icra müdürlüğünün takip dosyası içinde bulunduğu anlaşıldığından, senet aslının icra müdürlüğünden istenilerek senet üzerinde imza incelemesi yaptırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece ceza mahkemesince davalı hakkında senedin yağması suçundan mahkumiyet kararı verildiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, adı geçen mahkeme kararının kesinleşmediğinin, temyiz aşamasında olduğunun dosyadaki yazılardan anlaşıldığı, bu mahkeme kararının kesinleşmesi beklenip, TBK'nın 74.maddesi uyarınca bu davaya etkisi üzerinde durulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası sonucu kesinleşmiş bulunan icra takibine karşı menfi tespit davası açılamayacağı-