Davanın kambiyo senedi nedeniyle başlatılan icra takibine karşı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacının, takibe konu olan 4 adet senet bedelinin ödenmiş olduğunu iddia ederek menfi tespit isteminde bulunduğu, satış ilişkisinde satıcıya çek yada senet verilmesi bu çek yada senedin tahsil edilmediği sürece borcun ödendiği anlamına gelmediği, davaya konu 4 adet senedin halen davalı alacaklı elinde olduğu, davalının defterinde senetlerin bedellerinin tahsil edildiğine dair açık bir kayıt olmadığı gibi bu konuda mahkemeye bir delil de sunulmadığı, mahkemece, açıklanan ilke gözetilerek davacının delilleri değerlendirilip sonucunda göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın, tarımsal kredi sözleşmesi kapsamında fazla ödenen kredinin iadesi nedeniyle başlatılan icra takibine karşı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacı bankanın, davalıya büyükbaş hayvan alımı sebebiyle tarımsal kredi verildiğini, davalı kredi borçlusunun taahhüdüne uymaması sebebiyle fazla ödenen kredinin davalıdan tahsil edildiğini, icra takibinde davalının haklı olmadığını iddia ettiği, mahkemece talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunun denetime açık mahiyette olmadığı, mahkemece tekrar banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle davalı kredi borçlusunun taahhüdüne uygun hareket edip etmediğinin tespit edilerek davalı itirazlarını da karşılar mahiyette uzman bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı taraflar arasında imzalanan ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespitini dava dilekçesinde talep etmekle, bu miktar üzerinden nispi harcı ikmal etmesi gerekeceği- Bahse konu senedin temlik cirosuyla devredilmediğini kanıtlama yükümlülüğünün davacı bankada olduğu- Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece verilen kararın HMK'nun 297. maddesine aykırı davranılarak gerekçesiz olarak yazılması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı halde, her biri hakkında kurulan hükmün, hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemesinden dolayı, kararın bu yönü ile de hatalı olduğu-
Mahkemece, her ne kadar söz konusu bononun davaya konu çek bedelinin ödenmesi amacıyla verildiği kabul edilmiş ise de dava konusu çekin keşide tarihi, bononun tanzim tarihinden ve vade tarihinden sonraki bir tarih olduğu, davacı tarafından çekin ileri tarihli olarak düzenlendiği iddia edilmekle birlikte bu iddianın davacı tarafından ispatlanamadığı, bu itibarla söz konusu bononun dava konusu çeke karşı yapılmış bir ödeme olarak kabulünün doğru olmadığı-
Taraflar arasında 17.08.2009 tarihli bayilik sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin 5 yıllık olup 17.08.2014 tarihinde sona ereceği, İİK.nun 72. maddesine göre açılan menfi tespit davasının ise 31.07.2014 tarihinde açıldığı, iptali ve iadesi talep edilen teminat mektubu sözleşmeden doğacak olan borçların teminatı olarak verilmiş olup, sözleşmenin dava tarihinde yürürlükte olduğu ve akdi ilişkinin devam ettiği anlaşıldığından teminatın iadesi ve iptali talep edilemeyeceği, bu durumda mahkemece erken açılan davanın reddi gerekeceği-
Menfi tespit davası-
Menfi tespit davasında, davalının cevap dilekçesinde ödemeye itiraz etmeyip bu ödemenin takip konusu bonoya yönelik olmadığını bildirmesi halinde ispat yükü kime düşer?
Dava konusu ipoteklerin akit tablolarının incelenmesinde karz ipoteği olduğu anlaşılmakta olup mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu, bu durumda karz ipoteğinde alınan borç miktarı başka deyişle alacak miktarı ipotek akit tablosunda yazılı olup, bu yazılı delilin aksinin yine yazılı delille ispatı gerekeceği, ticari defterlerde alacak kaydı bulunmamasının resmi akit tablosundaki borcun varlığını ortadan kaldırmayacağı, borçlunun borcunu ödediğini ispatlamasının gerekli olduğu-
Bozma kararından sonra yeniden hüküm tesis edilmesi gerekirken mahkemece hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesinin hatalı olduğu- Birleşen davalar bağımsızlıklarını koruyacağından davalı hakkında bir karar tesis edilmemesi ve ayrıca diğer davalının davalının taşınmazı ihale suretiyle satın aldığı ve ihalenin feshi davasının red ile sonuçlanmış olmasına ve bu kararın maddi anlamda yasa gereğince kesin hüküm teşkil edileceği dikkate alınmadan tapunun iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
İtirazın iptali istemiyle açılan işbu davada mahkemece; davacı kiraya veren tarafından ... .... İcra Müdürlüğünün 2014/5459 sayılı takip dosyası ile depozito alacağı için takip başlattığını, takibin kesinleştiğini, davalı kiraya veren tarafından davacı aleyhine ... .... Sulh ... Mahkemesinin 2014/196 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, bu davada icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiğini, mecurda davacının hor kullanımından kaynaklı bir zarar var ise depozito bedeli ile ilgili açılan menfi tespit davasında bu hususu tartışılması gerektiğini belirttiği; oysa ki davalı tarafından hor kullanma bedelinin 35.000 TL olduğu savunulduğuna göre ... .... Sulh ... Mahkemesinin 2014/196 esas sayılı dosyasının taraflarının aynı olduğu, aynı kira sözleşmesinden kaynaklı olduğu, işbu dava dosyası ile arasında hukuki ve fiilli irtibat olduğu verilecek kararların birbirini etkileyeceği dikkate alınarak bu ... dosyanın birleştirilmesi veya ... .... Sulh ... Mahkemesinin 2014/196 esas sayılı dosyanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-