İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık tarafların ticari iş ve işletmeleri ile ilgili hususlardan kaynaklandığından, TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli olması nedeniyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Asıl menfi tespit, birleşen itirazın iptali davalarının-
Mahkemece çekin zorunlu unsurlarından olan keşide yeri ve tarihi bulunmadığından kambiyo senedi vasfında olmadığı ve taraflarında tacir olmadığı belirtilerek, ticari dava niteliği bulunmadığı gerekçesiyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmişse de; davaya konu çekin incelenmesinde keşide yeri ve tarihinin bulunduğu dolayısıyla çekin yasal unsurlarının tam olduğu anlaşılmakla TTK’ nun 4. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olması nedeniyle mahkemece yargılamaya devam olunarak bir karar verilmesi gerekeceği-
HMK. mad. 367/1 gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmayacağı, yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olmasının, kararın yerine getirilmesini önlemeyeceği- Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan ..... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin .... Esas, ... Karar, ..... tarihli ilamı, "eser niteliğindeki görsellerin izinsiz kullanımlarından kaynaklanan 5846 sayılı Yasa'nın 68. maddesi uyarınca istenen telif hakkı tazminatı alacağı"na ilişkin olduğu, ilam, şahsın hukuku ile ilgili olmakla birlikte tarafların şahsı ile ilgili hukuki durumlarında değişiklik yaratan bir sonuç doğurmayıp, sadece malvarlığını etkilediğinden, takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmediği-
Birleşen davaların bağımsızlıklarını korudukları; bu sebeple her bir birleşen dava için ayrı ayrı HMK.’nun 297 ve 298. maddelerine uygun hüküm kurulması gerektiği; eldeki somut davada ise mahkemenin yargılamayı sonuçlandırarak tefhim ettiği kısa kararda, “davanın reddine,” denildiği halde, gerekçeli kararda tefhim edilen kısa karardan farklı olarak “esas ve birleşen davanın reddine” denilerek, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olduğu; bu durumun HMK.’nun 298. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğu-
Davacının 80.000 TL’lik senet yönünden ibra edildiğinden bahisle imzası davalı tarafça inkar edilmeyen belgeyi sunduğu, davalı belgenin birinci sayfası olduğunu ileri sürerek, bir yazı ibraz etmiş ise de bu yazıda davacı tarafın bir imzası bulunmadığından davalı tarafından sunulan yazıya itibar edilemeyeceği-