İcra hukuk mahkemesi kararları takip hukukuna ilişkin olup ihalenin feshi ve istihkak davaları dışındaki icra hukuk mahkemesi kararlarının maddi hukuk açısından açılan menfi tespit davalarında kesin hüküm oluşturmayacağı-
Yerel mahkemenin gerekçesinde sözünü ettiği harici oto alım sözleşmesi davacı ile davalı şirket arasında imzalanmış olup, davalının anılan sözleşmede imzasının bulunmadığı, çek, kural olarak bir ödeme vasıtası olup davalı sözü edilen harici satış sözleşmesinin kendisini bağlamadığını savunduğundan, mahkemece davalı hakkında taraf şirketler arasında düzenlenen harici oto alım sözleşmesi gerekçe yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Kredi kartı üyelik sözleşmesindeki imzanın kart hamili olarak gözüken davacıya ait olmamasının, kredi kartının kullanılmadığı anlamına gelmeyeceği, davalı bankanın, uyuşmazlık konusu kredi kartını ve kartın kullanımına ilişkin şifreleri davacıya teslim ettiğini kanıtlaması halinde, kartın davacı tarafından kullanıldığının ispatlanmış sayılacağı, bu durumda davalı bankadan kredi kartının teslimine ilişkin delilleri sorulup, ulaşılan sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Davada hükmün taraflar yönünden kurulacağı, üçüncü kişilerin haklarını etkileyecek şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Uyuşmazlık konusu senetler kambiyo vasfını haiz bono niteliğinde olduğundan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun düzenlenmiş olup davanın anılan Yasa'nın 4/a maddesi hükmü uyarınca mutlak ticari davalardan olduğu, bu durumda aynı yasanın 5. maddesi. hükmü gereği 01.07.2012 tarihinden sonra Ticaret Mahkemeleri'nin görevli olacağı-
Davada sıfatı bulunmayan, aleyhine dava açılmayan çek hamilini de etkileyecek şekilde çekin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bonoya dayalı iddiaların yazılı delille ispatı gerektiği- Mahkemece, "Davacı defterlerinde davaya konu malen kaydı içerir bononun düzenlenmesine neden olacak mal satışı bulunduğuna dair delil bulunmadığı, 500.000 TL tutarlı senedin 440.000 TL'sinden feragat edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ve senedin güven ilişkisine dayalı olarak verildiğinin kabulü gerektiği, bono 60.000 TL'lik alacak için verilmemiş olduğundan bu borcun davaya konu takip dosyasından tahsil edilmesinin mümkün olmadığı" kabul edilmişse de, yerel mahkeme kararında belirtilen bu gerekçelerin yazılı delille ispat kuralını ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı- Menfi tespit davalarının kısmi olarak açılamayacağı-
Eldeki davada, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğuna göre, zamanaşımı süresi BK.nun 125.maddesi (yeni TBK 146.maddesi) gereğince 10 yıl olup, davalının, dava tarihinden itibaren geriye doğru 10 yıllık süre (dönem) içerisine tekabul eden alacaklarını isteyebileceği, bundan öncekileri isteyemeyeceği-
HMK. mad. 367/1 gereğince temyizin kararın icrasını durdurmayacağı- Kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkin ilamın tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında ve bunlara ilişkin sicil ve kayıtlarında bir değişiklik yaratmamakta sonuçları itibariyle ancak tarafların malvarlığını etkilemekte olduğundan takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği-
Menfi tespit davası bozma ilamına uyularak-