Bonoya dayalı iddiaların yazılı delille ispatı gerektiği- Mahkemece, "Davacı defterlerinde davaya konu malen kaydı içerir bononun düzenlenmesine neden olacak mal satışı bulunduğuna dair delil bulunmadığı, 500.000 TL tutarlı senedin 440.000 TL'sinden feragat edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ve senedin güven ilişkisine dayalı olarak verildiğinin kabulü gerektiği, bono 60.000 TL'lik alacak için verilmemiş olduğundan bu borcun davaya konu takip dosyasından tahsil edilmesinin mümkün olmadığı" kabul edilmişse de, yerel mahkeme kararında belirtilen bu gerekçelerin yazılı delille ispat kuralını ortadan kaldıracak nitelikte olmadığı- Menfi tespit davalarının kısmi olarak açılamayacağı-
Davada sıfatı bulunmayan, aleyhine dava açılmayan çek hamilini de etkileyecek şekilde çekin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Eldeki davada, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğuna göre, zamanaşımı süresi BK.nun 125.maddesi (yeni TBK 146.maddesi) gereğince 10 yıl olup, davalının, dava tarihinden itibaren geriye doğru 10 yıllık süre (dönem) içerisine tekabul eden alacaklarını isteyebileceği, bundan öncekileri isteyemeyeceği-
HMK. mad. 367/1 gereğince temyizin kararın icrasını durdurmayacağı- Kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkin ilamın tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında ve bunlara ilişkin sicil ve kayıtlarında bir değişiklik yaratmamakta sonuçları itibariyle ancak tarafların malvarlığını etkilemekte olduğundan takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği-
İstirdat davalarında 1(bir) yıllık hak düşürücü sürenin son taksidin ödenmesinden itibaren başlayacağı- Davalı tarafından davacıya dava konusu malların teslim edildiği bilinerek; her ne kadar davacı eksik ifa iddiasında olup montajında yapılmadığını ileri sürmekte ise de bu konuda alacaklının temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada bilgi ve belgeye rastlanılmadığından mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde TBK’da düzenlenen alacaklının temerrüdü hükümleri üzerinde durulup tartışılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davası bozma ilamına uyularak-
Davanın 71.675,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş olup, kabul edilen bu miktar üzerinden 4.896,12 TL karar ve ilam harcı alınması gerekirken, 2.580,30 TL karar ve ilam harcı alınmasına karar verilmesi doğru olmadığı-
Asıl menfi tespit ve ipoteğin fekki davası ile karşı alacak davalarının-
Davacı, satış ilişkisinde avans olarak çek verdiğini, malların teslim edilmediğini belirterek menfi tespit isteminde bulunmuş olup, davalı da malların teslim edildiğini savunmuş olup satış ilişkisinde edimlerin aynı anda ifa edildiği yani peşin satış olduğu kabul edildiğinden satışın peşin olmadığını, dava konusu çekin avans olarak verildiğini iddia eden davacının bu iddiasını kanıtlaması gerektiği-
HMK. mad. 367/1 gereğince, temyizin, kararın icrasını durdurmayacağı- Menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı-