2012/2871 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın bazı hükümlerinin iptali için Danıştay ... Dairesi'nin ........ E. sayılı dosyasında açılan davanın reddine karar verildiğinin, ancak verilen ret kararının kesinleşmediğinin dosya kapsamından anlaşıldığı, yanlar arasındaki dava sonucunu etkileyeceğinden Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan dava sonucundaki verilen kararın kesinleşmesi beklenilip, ayrıca 2012/2871 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın 10. Maddesi hükmü tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Senet hamili davalının Savcılık ifadesinde, "malen kayıtlı senet bedelinin, borç para karşılığı olduğunu" belirtmiş olmasının, senedin sebebinin senet lehdarı tarafından talil edilmesi anlamına geleceği ve bu hususun ileri sürülmesinin, davacının iddiasını genişlettiği anlamına gelmeyeceği- Mahkemece, deliller arasında yer alan senet hamili davalının ifadesini ihtiva eden Cumhuriyet Savcılığının hazırlık evrakı incelenerek, talil varsa ispat külfetinin davalıya ait olduğu kabul edilerek ve bononun veriliş nedeninin para olduğunu ispat için delillerinin toplanılması ile sonucuna göre uygun bir karar verilmesi gerektiği-
İcra takibine konu Kredi Sözleşmesinden dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkin davada, mahkemece icra takip dosyasındaki vekilin çalışanına yapılan 2.000 TL ödeme, verilen 5.000 TL çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı belirtilmiş ise de takip dosyasında vekil olarak görev yapan avukatın mahkemece dinlenmek suretiyle söz konusu ödemelerin ve verilen çekin vekilin bilgisi dahilinde olup olmadığı, muvafakatinin bulunup bulunmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmaksızın salt avukat yanında çalışanı olması nedeniyle ödemelerin geçerli sayılmasının, kabule göre de gerekçede belirtilen çekin ödenip ödenmediği hususunun araştırılmamasının doğru olmadığı-
Taraflar arasında pansiyon ilişkisi bulunduğu tartışmasız olduğundan havale yoluyla yapılan ödemelerin hangi borca ilişkin olduğu tartışılmadan yerel mahkemenin ödemelerin bonoya yönelik olduğu gerekçesinde isabet görülmediğinden somut olay bakımından ispat külfeti davacıda olup, davacının senede karşı itirazlarını yazılı delil ile kanıtlamak zorunda olduğu-
Dava konusu olan bonoda lehdarın cirosunun bulunmadığı, böylece ciro zincirinde kopukluk olduğundan, somut olay bakımından davalının yetkili hamil olduğunun kabul edilemeyeceği-
Bilirkişi kurulu raporunda, sözleşmeye konu mallardan bir kısmının süresinde teslim edilmediğinin, üç ay gecikmeli olarak teslim edildiğinin belirtildiği, sözleşmenin 3. maddesinin 5. bendinde “...satıcı yükümlülüklerini verilen süre içerisinde ve tamamını yerine getirmez ise geciken her gün için toplam sözleşme bedelinin yüzde 1,5 oranında cezai şart ödemeyi kabul eder” hükmüne yer verilmiş olup, mahkemece söz konusu madde uyarınca, davalının cezai şart talep hakkı bulunup bulunmadığı hususunda hiç bir değerlendirme yapılmaksızın bilirkişi kurulunun hatalı hukuki değerlendirmesi neticesi düzenlenen rapor esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Bonodaki imza inkarı nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin davada, kambiyo senedindeki imzanın keşideciye ait olduğu yönündeki ispat yükünün lehtar konumunda olan davalıya ait olduğu, 29/03/2012 tarihli Adli Tıp Raporu'nda bono üzerindeki imzanın keşideciye ait olup olmadığının belirlenemediğine dair görüş bildirildiği, itiraz üzerine alınan 13/03/2015 havale tarihli Güzel Sanatlar Fakültesi'nden verilen raporda ise imzanın keşideciye ait olduğunun bildirildiği, 2 rapor arasındaki çelişki giderilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Fer’i müdahil davanın tarafı sayılamayacağından asıl hükmün taraflar hakkında verileceği, fer’i müdahalenin etkisinin, fer’i müdahil ile taraflar arasında değil, sadece fer’ i müdahil ile yanında davaya katıldığı taraf arasında geçerli olduğu, mahkemece müdahale talebinde bulunanlar hakkında tüm bu hususlar gözetilmeden usul hükümleri uygulanmaksızın yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-