Yapı denetim hesaplarındaki paraların, belediyelere ait paralar olmayıp, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığı; dolayısıyla 5393 Sayılı Yasanın 15/son maddesi uyarınca haczinin mümkün olmadığı-
Haczedilmezlik şikayetine konu olan posta çeki hesabının vergi, resim ve harçlardan oluşan bir hesap olduğu, şikayete konu olan hesabın bu niteliği (kaynağının vergi, resim ve harç oluşu) haczedilmezlik şikayetinin kabulüne yeterli olup, ayrıca hesaptaki paranın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının zorunlu olmadığı-
Haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu belediyenin ispatlamasının gerekeceği; borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılmasının, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmesinin gerekeceği-
Gider avansı için iki haftalık kesin süre verilmesi gerekirken, icra mahkemesince bir hafta kesin süre verilmesinin isabetsiz olduğu-
Zorunlu olarak kurulan ipoteğin haczedilmezlik şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesinin, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklandığı; bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunmasını engelleyeceği-
Borçlunun İİK.’nun 82/4. maddesinden yararlanabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması gerekeceği; bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya(yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabileceği, asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapmasının çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmayacağı-
Takip hukukunda asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu olmadığından borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde, daha küçük haline münasip meskeni, ne kadar fiyatla temin edebileceğinin de belirlenmesi gerekeceği-
Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunmasının zorunlu olmadığı; bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip semtlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmesi gerekeceği-
Yapı denetim hesaplarındaki paraların, Belediyelere ait paralar olmayıp, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedelleri olarak yatırılan paralar olduğu ve kamu hizmeti niteliğinde olan yapı denetimi işinde fiilen kullanıldığı sonucuna varılmış olmakla, 5393 Sayılı Yasanın 15/son maddesi uyarınca haczinin mümkün olmadığı-
Meskeniyet şikayetine konu taşınmazın keşif tarihi itibarıyla değeri ile borçlunun haline münasip ev alabileceği bedel tespit edildikten sonra bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-