Borçlunun taşınmazda iştirak halinde malik olmasının meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olmayacağı; bu durumda borçlunun hisse değeri belirlenerek meskenin haline uygun olup olmadığının tespit edilmesinin gerekeceği-
Meskeniyet şikayetine konu taşınmazın keşif tarihi itibarıyla değeri ile borçlunun haline münasip ev alabileceği bedel tespit edildikten sonra bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Müteahhidin borcu için kat karşılığı inşaat sözleşmesi nedeni ile yapılacak inşaatta müteahhide (borçluya) isabet edecek dairelerin bu aşamada haczedilemeyeceği-
Meskeniyet iddiasının haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiği- Şikayet bir dava olmadığından ıslah hükümlerinin uygulanmayacağı-
4081 SK uyarınca çiftçi mallarını koruma sandıklarının gelirleri ve paralarının haczedilemeyeceği; gelir ve paraları dışındaki mallarının ise haczinin mümkün olduğu-
Taşınmaza daha önceden haciz konulup, bu haczin meskeniyet şikayetiyle kaldırılması, ileride aynı gayrimenkule haciz konulamayacağı anlamına gelmeyeceği gibi her takip kendi özgün koşulları içinde ve borçlunun haciz anındaki durumuna göre değerlendirilmesinin gerekeceği-
Müvekkilin ölümü ile vekalet kural olarak sona erer, ancak müvekkilin menfaati yönünden tehlike varsa mirasçılar işlerini kendileri yapabilecek duruma gelinceye kadar vekil görevini sürdürmesinin gerekeceği, vekili olan taraf hükmün tefhim veya tebliğinden sonra ancak temyiz süresi dolmadan önce ölürse, vekaletin ölümle sona ermesi müvekkilin menfaatini tehlikeye düşüreceğinden vekilin hükmü temyiz etmekle yükümlü olmasının gerekeceği; ölümden önce temyiz süresi işlemeye başlamışsa mirasçılar kendi işlerini yapabilecek duruma gelinceye kadar vekilin hükmü temyiz etmesinin gerekeceği aksi halde temyiz süresinin geçirilmesi tehlikesi olduğu-
Yurtdışından ithal edilen ilaçlar hakkında düzenlenen ruhsatlarda, adına ruhsat düzenlenen kişinin ilacın gerçek sahibi olmayıp, asıl sahibinin orijin (lisans sahibi) firma olduğu- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ise ürünün asıl sahibi olan lisansör firmanın izni ile mümkün olduğu, bu şekildeki ilaç ruhsatının, ruhsat sahibine ilaç üzerinde müstakil bir hak bahşetmeyip, lisans sahibi ile arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklı, lisansör firmanın izni olmaksızın başkasına devri mümkün olmayan bir kullanım hakkı verdiği- Yabancı tıbbi müstahzarlar ruhsatnamesinin devrinin ancak ürünün asıl sahibi olan orijin (lisans sahibi) firmanın izni ile mümkün olduğundan, lisans sahibi olmayan kişinin borcundan dolayı haczinin de mümkün olmadığı-
Haciz tarihinde ipotek borcunun ödenmiş olması halinde de meskeniyet şikayetinin dinlenebileceği, şikayete konu taşınmaz üzerine kurulan bu ipoteğin zorunlu ipoteklerden olup olmadığı, ipotek borcunun ödenip ödenmediği araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği, İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evinin haczedilemeyeceği, bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığının, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği, borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı ve gelir durumları da belirlenerek borçlunun sosyal ve ekonomik durumu saptandıktan sonra, borçlunun haline uygun daha mütevazi semtlerde alabileceği daire değeri belirlenerek sonucuna göre bir karar vermesinin gerektiği-
Bilirkişi raporunda taşınmazın değeri belirlendiği halde borçlunun haline münasip bir ev alabileceği değer tespit edilmediğinden; bilirkişiden ek rapor alınarak borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar tespit edilerek bu değer, şikayete konu taşınmazın değerinden az ise, taşınmazın satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-