Uluslararası standartlara uygun verilmeyen geçiş belgesi nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin uyuşmazlıkta, İYUK. mad. 2/1-b uyarınca, davalı Sanayi ve Ticaret Odasına karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-
Adli makamlarca, dava ya da takibin muhataplarına yapılan tebligatların doğru ve güvenli bir şekilde adrese teslimi ve bu kapsamdaki işlerin denetlenmesi PTT Genel Müdürlüğü'nün kamu hizmeti kapsamındaki görevleri arasında olduğu, davalı idarenin adli tebligatlarla ilgili faaliyetleri tekel şeklinde yürütülen kamusal bir faaliyet olduğundan, bu görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğinde olduğu ve idarenin işlemi ya da eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı; İYUK. 2/1-b gereğince İdare’ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği-Davalı Adalet Bakanlığı aleyhine icra müdürünün usulsüz tebligata rağmen icra takibini kesinleştirdiği, gerekli özeni göstermediği, icra müdürünün de kusurunun bulunduğu gerekçesiyle açılan davada, icra müdürünün muhatap adına tebligat yapılan kişilerin gerçekte var olup olmadıklarını ve kimlik bilgilerini kontrol etme yükümlülüğü bulunmadığından, davacı zararından davalı Adalet Bakanlığı'nın sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Haksız eylemde zararın kapsamının eylem tarihine göre belirlenmesi gerektiğinden, mahkemece elkoyma tarihindeki küçükbaş hayvanların değeri tespit edilerek belirlenen miktardan müterafık kusur indirimi yapılması gerekeceği-
Davacı, davalı işveren vekilinin haksız eylemi sonucu işinden ayrıldığını bildirerek bu nedenle uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini istediğine göre davaya bakma görevinin iş mahkemesine ait olduğu-
Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağından, bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup davanın o kurum (idare) aleyhine, tam yargı davası açılması gerekeceği-
Devlet Hastanesinde doktor olan davalı, nöbetçi olduğu ve doğum için hastaneye yatan davacıya müdahale için arandığı halde gelmeyerek, davacının ölü doğum yapmasına neden olduğu iddiasıyla manevi tazminat istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde görülemeyeceği ve bu davanın davalının çalışmakta olduğu kuruma aleyhine açılması gerektiği-
Dahili dava dilekçesinin, davalıya adresinde bizzat kendisine tebliğ edildiği halde, bozma kararının ve bozma ilamından sonraki tebligatların başka bir adrese Teb. Kan. mad. 21'e göre kaşenin ilgili kısımları boş ve tebligatta yer alan imzanın da kime ait olduğu ve tebligatın ne şekilde yapıldığı anlaşılmayacak şekilde tebliğ edildiğinden, tebligatların usulüne uygun kabul edilemeyeceği ve usulsüz tebligat nedeniyle davalının savunma hakkı kısıtlanmış olduğu-
Valiliği bir kamu tüzel kişisi olduğu- Davalı idarenin hizmet kusurundan doğan zararın ödetilmesine ilişkin istemin tam yargı davası olarak idari yargı yerinde açılacak davada ileri sürülmesi gerekeceği-
Mahkeme kararlarının (otuz) gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgilinin kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine tazminat davası açılabileceği, idareye dava açılması gerektiğinden bahisle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Haksız eylemden kaynaklanan tazminat istemi-