Kaza neticesinde davacıların maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak mahkemece herhangi bir bilirkişi raporu alınmadığı bilinerek, davacı tarafça dosyaya sunulan Şanlıurfa Devlet Hastanesi'nin raporunun kaza tarihine göre yürürlükte bulunan tüzük ya da yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığı da belli olmadığından sözkonusu sağlık kurulu raporunun hükme esas alınmaya elverişli olmadığı-
Haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davada, kamu görevlilerinin kişisel kusurlarından kaynaklanan eylemlerinde kendilerine husumet yöneltilebileceği-
Tazminat davası-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlendiği gibi aracın pert total olduğu, yeni araç temin ve satın alımı için 10 güne ihtiyaç olacağı, araç mahrumiyet zararının günlüğü 30,00 TL'den 10 gün için 300,00 TL olduğunun belirtilmesine rağmen hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Keşif mahallinde dinlenen davacı tanığı açıkça önünde seyreden davacının kavşağa yaklamasına 30 – 35 metre kala kendilerine yeşil ışık yandığını ve davacının yeşil ışıkta geçtiğini beyan etmiş olup, davalı taraf, bunun aksini ispat edemediğinden tanık beyanı ile davacının yeşil ışıkta geçtiği, davalı sürücünün kırmızı ışık ihlalinin sabit olduğu- Keşiften sonra alınan bilirkişi raporunda 1. durum olarak; tanık beyanı dikkate alınması halinde davalı sürücü kırmızı ışıkta geçtiğinden %70 oranında kusurlu, davacı sürücü kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından %30 oranında kusurlu olduğu belirtiltildiğinden davalının davaya konu trafik kazasında %70 kusurlu olduğunun kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının yeniden hesaplanması konusunda bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Uyulmasına karar verilen bozma ilamının temyiziyle incelenen davada, davacının manevi tazminat ve geçici iş göremezlik ve tedavi gideri talepleri açısından karar kesinleşmiş olduğundan bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığı-
Trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve ikame araç gideri istemine ilişkin davada, mahkemece aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının yeniden hesaplanması konusunda aynı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafın estetik ameliyat gideri hakkında gerekli tüm tıbbi belgeler dosya arasına celbedilerek estetik cerrahisi alanında uzman doktor bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden davacının yüzündeki sabit iz nedeniyle ameliyat olmasının gerekip gerekmediği, ameliyat ile davacının yüzündeki sabit izlerin kısmen veya tamamen giderilebilmesinin mümkün olup olmadığı, tıbben ameliyatın yapılması gerekiyor ise söz konusu ameliyat için yapılması gereken tedavi giderlerinin ne kadar olduğu hususunda bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Hükümden sonra zamanaşımının vaki olduğu yolundaki iddianın hüküm ile tebliğ tarihine göre yerinde görülmesi halinde, esasa yönelik inceleme yapılmayıp, şayet diğer taraftan zamanaşımını kesen ve tahkikata muhtaç sebeplerin ileriye sürülmesi halinde bunların mahkemesince tahkik ve tetkik edilmesi için hükmün bozulması gerektiği- Sürenin yıl olarak belirlenmiş olması halinde, ilk günün hesaba katılacağı- Haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, karar tarihi ile bu kararın taraflara tebliğ tarihi arasında on yıllık zamanaşımı süresi (eBK. mad. 135/2) geçmiş olup, bu husus defi olarak ileri sürüldüğünden temyiz mahkemesinin bu def'iyi öncelikle incelemesi gerektiği-