2 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlandığı, takip dayanağı bonolarda, şikayetçi borçlu olan bono keşidecisinin tacir olduğuna ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, bonodaki yetki kaydının geçersiz olduğundan bahisle, borçlunun yetki itirazının kabulüne karar verileceği-
Kambiyo vasfı bulunmayan senetler yönünden borçlu hakkındaki takibin İİK. 170/a gereğince re'sen iptaline karar verilmesi gerekeceği- Tanzim yeri olmayan senetlerin kambiyo vasfının bulunmadığı- Kambiyo vasfı bulunmayan senetler yönünden alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğu belirlendiğinden imzaya itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte şikayete ilişkin kararlar hakkında yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulmayacağı-
İİK.'nun 170/a maddesi uyarınca alacaklı aleyhine tazminata hükmedilemeyeceği-
Davacı-borçlu, çeki keşideci şirketi temsilen imzaladığına ve şirketi temsilde yetkili olan altı kişinin çeki müştereken imzalaması gerektiği düşünüldüğünde, "Temsile salahiyetli olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyle bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur ve poliçeyi ödediği takdirde temsil olunan haiz olabileceği haklara sahip olur." hükmü uyarınca çekten bizzat sorumlu olacağından, aleyhine takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Davacı-borçlunun, 'davalı-alacaklı tarafından hakkında, 05.09.2009 vade tarihli çeke dayanarak, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi yapıldığı, bu çek hakkında tedbir kararı bulunduğu, ayrıca çekin bankaya 04.09.2009 tarihinde ibraz edilmesinin, 5838 s. K.’nun 18. maddesine aykırı olduğu, 05.09.2009 olan vade tarihinin hafta sonu tatiline gelmesi nedeniyle çekin 07.09.2009 tarihinde bankaya ibraz edilmesi gerektiği, bu tarihte de çek bedelinin bankadaki hesapta bulunduğu dolayısı ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği' yönündeki talebinin şikayet niteliğinde olduğu (İİK. mad. 170/a) ve şikayet isteminde de İİK. mad. 169/a-6'da yer verilen icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanmasının gerekeceği- Borçlunun itirazı, alacaklının cevabı ve sözleşmede yer alan açıklama karşısında teminat olgusunun ispat edildiğinin kabul edileceğinden, senedin kayıtsız ve şartsız bir ödeme vaadini içermediği ve anılan senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yol ile takip yapılamayacağı-
Düzeltmenin onaylı olmaması veya imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılacağı- Çekin keşide tarihinin aylar hanesindeki düzeltmenin borçlu şirket yetkilisine ait olduğu bilirkişi raporu ile tespit edildiğine göre, kullanılan kalemlerin farklı olmasının bu düzeltmeyi geçersiz kılmayacağı ve bu durumda çekin keşide tarihine göre yapılan ibrazın süresinde olduğu ve takip tarihinden önce ibraz süresinin bitim tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 s. TTK’nun 726/2. maddesine göre çekten kaynaklanan borcun zamanaşımına uğramadığı-
İcra mahkemesinin, yasal sürede yapılan itiraz veya şikayet nedeniyle icra mahkemesine intikal eden işlerde, öncelikle, takip dayanağı senedin kambiyo vasfında olup olmadığını ve alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunup bulunmadığını re’sen inceleyerek, takibin iptaline karar verebileceği-