Hukuk hâkimi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değil ise de, mahkûmiyet kararı ve tespit edilen maddi olgularla bağlı olduğundan, açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
Kaza tespit tutanağı ve kesinleşmemiş ceza dosyasında aldırılan trafik polis memurunca düzenlenen bilirkişi raporu arasındaki kusura ilişkin çelişki giderilmeden karar verilemeyeceğinden raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve mahkemece alanında uzman bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinden kaza tespit tutanağı, ceza dosyası ve tüm dosya kapsamına göre tarafların olaydaki kusur oranlarını hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirleyen, kusur yönünden meydana gelen çelişkileri gideren, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık yeni bir rapor alınması gerektiği-
Ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlayacağından, açılmış bir ceza davası var ise, itirazın iptali davasında, ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
818 sayılı BK. mad. 53 uyarınca belirlenen maddi olgunun hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olduğu,davacının omuz atılması eylemi nedeniyle herhangi bir bedensel zarara uğramadığı anlaşıldığından davalının eylemi ancak BK. mad. 49 kapsamında değerlendirilebileceği, bu durumda da hakimin tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave edebileceği gibi, saldırıyı kınayan bir karar vermekle de yetinebileceği-
Ceza mahkemeleri tarafından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının hukuk hakimlerini bağlamayacağı- Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi olanaklı olan hususlarda bilirkişiye başvurulamayacağı-
Trafik iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan tedavi ile cenaze masrafları nedeniyle oluşan kurum zararının davalılardan 5510 s. K. gereğince müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkin davada, tedavi giderleri kapsamında kalan ödemelerden dolayı davalıların sorumluluğunun ortadan kalkıp kalkmadığı hususunun - 6111 s. K. ile, 2918 s. Karayolları Trafik Kanunu'nda yapılan değişiklikler de gözetilerek- irdelenmesi gerektiği- Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların kesinleşmiş mahkûmiyet kararları olarak kabul edilemeyeceği- "Kesinleşen ceza davasında belirlenen maddi olguların hukuk hakimini bağlayacağı" ve olayın meydana geliş şekli dikkate alınarak, olayın gerçekleştiği iş kolunda uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden alınacak bir rapor ile davacı kurum zararının 5510 s. K. mad. 21/4 ve 6111 s. K.'nun tedavi giderleri bakımından getirdiği yeni durum dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi gerektiği-
Ceza mahkemesince belirlenecek maddi vakıaların hukuk hâkimi yönünden de bağlayıcı olduğu-
hukuk hâkimi ceza mahkemesinin kararı ile bağlı değilse de; ceza mahkemesince belirlenecek maddi vakıalar hukuk hâkimi yönünden de bağlayıcı olduğu-
Davacının, menfi tespit davasında, daha önce ileri sürmediği ahlaka ve adaba aykırılık ile ilgili yeni bir iddiada bulunmasının (iddiasını genişletmek suretiyle değiştirebilmesinin), karşı tarafın açık muvafakatine bağlı olduğu- Sahtelik iddiası ile ilgili ceza mahkemesince verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı, hukuk hakimini bağlayıcı değilse de, ceza yargılaması sırasında savcılıkça alınan ve ceza mahkemesinin kararına gerekçe oluşturan rapor ile mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunduğundan, raporlar arasındaki çelişkinin, Adli Tıp Kurumu raporunun kesin bir tespit içermemesi de gözetilerek konusunda uzman kişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden sahtelik iddiası ile ilgili yeni bir rapor alınıp değerlendirilmesi gerektiği-
Ceza mahkemesinin kararının, kusurun takdirinde ve zarar miktarının tayininde hukuk hakimini bağlamamakla birlikte, ceza mahkemesinin tesbit ettiği maddi olaylar ve özellikle, fiilin hukuka aykırılığının tesbitinin hukuk hakimini bağlayacağı-
