TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - D. Yargılama > Madde 74 - I. Ceza hukuku ile ilişkisinde
Vekalet sözleşmesinden doğan alacağın tahsili yönündeki takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacı vekilin, takip ettiği iş ve işlemlerde kullanılmak üzere 14 imzalı boş belge aldığı anlaşılmış olup davacı vekilin hesap verme yükümlülüğü çerçevesinde, davalının savunması doğrultusunda, bu imzalı kağıtların nerelerde sarf edildiğini, belge asıllarının bulunduğu yerleri de bildirmek suretiyle, iade veya iptal edilmiş ise davalının da yer aldığı yazılı bir belge veya kesin delillerle ispatla mükellef olduğu- Ek protokolde bu belgelerin sarf edildiğinin yazılı olmasının, davacının iddiasını ispatı için elverişli sayılamayacağı- Mahkemece bu husus araştırıldıktan sonra, tamamının vekalete dayalı olarak kullanıldığı yahut iade/iptal edildiği ispatlanır ise taraflar arasındaki ibranameden sonra davacının davalı şirkete herhangi bir hizmet verip vermediği, ilgili yerlerden sunulacak deliller toplanarak, açığa imzanın kötüye kullanılmasına dair davacı hakkındaki ceza davasının da neticesi beklenip karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki “kurum işleminin iptali” davasında, "boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama" olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması gerektiği-
Ceza mahkemesince belirlenen maddi olgular hukuk hakimi yönünden de bağlayıcı olduğundan ceza davasının kesinleşen kararında "haksız fiil faili hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmamış olması" durumunda zarar gören lehine hükmedilen tazminat miktarından "bölüşük durumda" kusur nedeniyle indirim yapılması gerekmediği-
Rücuan tazminat işlemine ilişkin açılan davada, davalının kusurunun hangi oranda olduğuna dair bir bilirkişi raporu alınmadığı, bu konuda ceza dosyası kapsamında trafik polis memuru bilirkişi tarafından düzenlenen raporla yetinildiği; mahkumiyet halinde, maddi olgular bakımından hukuka aykırılığın varlığı noktasında ceza mahkemesi kararı, hukuk mahkemesini de bağlayıcı olduğu ancak, ceza mahkemesinin beraata ve kusur oranına ilişkin saptaması hukuk mahkemesini bağlayıcı nitelikte olmadığı(TBK. mad. 74 – BK. mad. 53)- Davalının kusur oranı konusunda bir üniversite kürsüsü veya Adli Tıp Kurumu'ndaki uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması ve rücunun kapsamının buna göre belirlenmesi gerektiği-
Ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlayabilmesi için TBK'nun 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesi kararının maddi olgu yönüyle kesinleşmiş olması gerektiği, bu yönden kesinleşmiş bir karar bulunmaması halinde, hukuk hakimini bağlayacak bir ceza mahkemesi kararından da söz edilemeyeceği-
Bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davasında, davalı aleyhine asliye ceza mahkemesinde açılan dolandırıcılık suçuna ilişkin ceza davasının sonucu beklenilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık konusu bonoların düzenlenmesine ilişkin olarak resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından görülen ceza davası sonucunda verilen hüküm temyiz aşamasında bulunduğundan, söz konusu ceza davasının sonucunun menfi tespit davasında bekletici mesele yapıldıktan sonra karar verilmesi gerekeceği-