Aynı borçludan alacaklı olan alacaklıların açtıkları tasarrufun iptali davalarının ayrı ayrı kabulüne karar verilmesi üzerine, "davalı-alacaklı tarafça tasarrufun iptali dosyasında karar yazılmadan kısa karar ile birlikte taşınmazın tapu kaydına kesin haciz konulduğu, davalının açtığı tasarrufun iptali davasının kesinleşmediği, bu nedenle taşınmazın satışı nedeniyle düzenlenen sıra cetvelinde davalıya pay verilmesinin doğru olmadığı"nın ileri sürülemeyeceği-
Vergi dairesinin, borçlu şirketin ortak ve yöneticilerinin sorumluluğuna gidebilmesi için, borçlu şirket hakkında takip yapmış olması, şirketin aciz halinde olması ve alacağın şirket malvarlığından tahsilinin mümkün olmadığının belirlenmesi ve bundan sonra, şirket ortak ve yöneticileri hakkında 6183 sayılı Yasa'nın 54. maddesi uyarınca takip yapılarak, ortak veya yöneticilerin malvarlığına haciz uygulaması gerekeceği-
Muvazaa iddiasına dayalı, sıra cetveline itiraz davasında muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekeceği, bu davada ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu, davalının alacağın gerçek bir alacak olduğunu, takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekeceği- Hem sıra cetveline hem de muvazaalı olduğu iddiasıyla alacağının esasına itiraz halinde davaya bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğu-
Alacaklı bankaya, sıra cetvelinde 6. sırada 93.659,45 TL pay ayrıldığı, oysaki 11.12.2006 tarihi itibariyle alacağının toplam 272.564,50 TL'ye ulaşmış olduğu, ihale tutarından kalan kısmın ise 7, 8, 9, ve 10. sırada yer alan şikayet olunanlara paylaştırıldığından, sıra cetvelinin şikayeti doğrultusunda yeniden düzenlenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Alacaklının 1 yıllık süre içerisinde masrafını yatıracağını belirterek satış talebinde bulunduğu , icra Müdürlüğünce araçların üzerinde ihtiyati tedbir kararı bulunduğundan bahisle satış talebinin reddine karar verilerek masrafın alınmadığı, şikayetçinin bu işlemin iptali istemiyle yaptığı şikayet üzerine, icra memur işleminin yerinde olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği bu durumda şikayetçinin haczinin ayakta olduğunun kabulü gerekeceği-
Aynı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin derdest dava bulunduğundan, her iki dosyanın birleştirilerek delillerin toplanıp sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetin, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin olduğu, mahkemece, gider avansının yatırılmadığı gerekçe gösterilerek şikayetin usulden reddine karar verilmişse de; dava dilekçesinin arkasında bulunan şerh, dosyaya sunulan 14.05.2013 tarihli Keşan İcra Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüğü tutanağı ve 21.03.2013 tarihli makbuzdan gider avansının yatırılmış olduğu anlaşıldığından, işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Haczin düşmemesi için -iki ve bir yıllık (şimdi; altı aylık ve bir yıllık) süre içinde- geçerli bir satış talebinde bulunulmuş olması yeterli olup, aynı süre içinde satışın da yapılmasının zorunlu olmadığı- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olduğu ve gerekçede yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi gerektiği-
Bir sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, farklı alacaklılara husumet yöneltilerek şikayette bulunulmuş olsa dahi, tüm şikayetlerin birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılmasının, birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesi gereğinden, bir dosyada verilen kararın diğer dosyanın sonucunu etkileme olasılığından ve sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanan bir zorunluluk olduğu-
Bir sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, farklı alacaklılara husumet yöneltilerek şikayette bulunulmuş olsa dahi, tüm şikayetlerin birlikte incelenerek tek bir kararla sonuçlandırılması gerkeceği-