Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ve kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerektiği- Davalının alacaklı olduğu dosyada ihtiyati haciz kararı alınarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı anlaşılmış olup dava tarihinde yürürlükte olan HUMK. 299'ye göre bononun en son düzenlenebileceği tarihin, davalının ihtiyati haciz kararı aldığı ve icra takibine başladığı tarih olduğu ve bu tarihin davacının takip tarihinden önce olması ve davalının ticari defterlerinin alacağın 53.429,49 TL'lik kısmını doğruladığı da gözönünde bulundurulduğunda davalının alacağının gerçek bir alacak olarak kabul edilmesi gerektiği- Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında, kıyasen uygulanması gereken İİK 235/3 uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
İcra memuru tarafından, satış talebi reddedilen alacaklının, red kararının iptali için icra mahkemesine başvurmamış olması halinde icra memurunun red kararı doğrultusunda alacaklının süresi içinde satış istememiş sayılacağı ve koymuş olduğu haczin süresi içinde satış istenmemesi nedeniyle düşmüş olacağı-
Tasarrufun iptali davası sırasında konulan ihtiyati haczin tarihi daha sonra olsa bile, davayı kazanan alacaklının, sonraki malikin haciz koydurmuş alacaklılarından daha önce tatmin edilmesi gerekeceği; zira iptal edilen tasarrufun artık davacıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
Kesinleşen ilk ihtiyati haciz şikayetçinin ihtiyati haczi olmakla, mahkemece şikayet olunan alacaklıların alacaklarının İİK'nın 100. maddesinde sayılan koşulları taşıyıp taşımadığının gözetilmesi gerekli olup; ilama dayalı bu alacak, dava tarihi itibariyle İİK'nın 100/2. maddesindeki koşulları taşıdığından, haczi ilk olarak kesinleşen şikayetçi alacağına iştiraki sağlanacak şekilde şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Sıra cetveline yönelik itirazda bulunma yetkisi, bu itiraz üzerine düzenlenecek yeni sıra cetveline girme hakkı bulunan alacaklılara tanındığı, yani, bedeli paylaşıma konu mal üzerinde geçerli bir haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte de hukuki yararı bulunmadığı-
Sıra cetveline itiraz davasında, davacının icra hukukuna aykırılık iddiaları incelenerek, davalının haczinin düştüğü yolundaki sıraya yönelik uyuşmazlık çözümlendiğinden sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetveline itiraz davalarında davanın tarafları arasında hukuki ilişki bulunmadığından, yemin deliline dayanılamayacağı-
Borçluya verilen paranın borç olarak verilip, sanığın tefecilik amacıyla müştekiye para verildiğine ilişkin delil elde edilemediği, alacağın gerçek alacak olduğunun kabulü gerekeceği-
Maaş haczine ilişkin, maaş haczini uygulayan borçlunun maaş aldığı makamın (örneğin; ...Milli Eğitim Müdürlüğü'nün) yaptığı işlemlerin "sıra cetveli" yerine geçip geçmeyeceği, dolayısı ile bu işleme karşı "sıra cetveline itiraz davası" açılabilip açılamayacağı-
Davacının takip talepnamesinde alacak tutarının farklı, ödeme emrinde farklı yazıldığı ve ipotekle teminat altına alınan bakiye alacağına sıra cetvelinde yer verilmediği iddialarını ileri sürdüğü, bu durumda uyuşmazlığın görevli İcra Mahkemesi'nde giderilmesini teminen, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine ve talep halinde gönderme kararı verilmek gerekirken, davada birden çok alacak ilişkisinin ve birden çok alacaklının mevcut olduğu gözden kaçırılarak, sadece davacının takip konusu ettiği alacağın tüketici kredisinden kaynaklandığı gerekçesiyle esas hakkında hüküm kurulmasının doğru görülmediği-