Gümrük resmi, bina ve arazi vergisi gibi taşınmazın aynından kaynaklanan amme alacaklarının rehinli alacaklardan önce geldiği-
Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK'nın m.17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi, hüküm fıkrasında HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerekeceği- Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde ise davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği- Karşı oy yazısında "Geçici hacze (İİK.108) veya borçlu ve alacaklı arasında satış talebinden evvel borcun taksitlendirilmesinin (İİK'nın 111.) yapılması halinde, satış talebi icra müdürünce yasal engeller bulunması nedeni ile reddedileceği, gerek yasal gerekse yasal olmayan nedenlerle satış talebi icra müdürlüğünce reddedilmesi halinde, bu kararın İcra Hakimi tarafından İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet yolu ile huzuruna getirilmesi halinde uyuşmazlığın yasaya uygun olup olmadığını incelenip karara bağlaması gerekeceği, aksi halde icra müdürünün reddettiği bir kararın yasal olduğunu kabul etmenin icra mahkemelerinin kuruluş amacına ters düşeceği" görüşünün savunulduğu-
Mahkemece, şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında ödeme emrinin 27.01.2009 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresinin son günü olan 06.02.2009 tarihinin mesai bitiminde kesinleştiği, şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada ödeme emrinin 29.01.2009 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre ihtiyati haczinin 7 günlük ödeme süresinin son günü olan 05.02.2009 tarihinin mesai bitiminde kesinleştiği, böylelikle şikayetçinin haczinin şikayet olunanın haczinden sonra kesinleştiği, ilk haczin şikayet olunanın haczi olduğu, şikayetçi haczinin şikayet olunanın haczine İİK'nın 100. maddesindeki iştirak şartları bulunmadığı, buna göre şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetçinin ihtiyati haczine 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin eklenmesi suretiyle bulunan tarih esas alınarak, şikayetçinin haczinin ilk haciz olduğunun ve buna göre şikayetin kabulünün doğru olmadığı-
Tasarrufun iptali davasına konu taşınmazı devralan borçlunun alacaklıları tarafından uygulanan haczin, iptal edilmiş tasarruf oranında davayı kazanmış olan alacaklıya karşı bir önceliğinin olmadığı-
İpotek akit tablosunda limit miktarı saptandıktan sonra, "bu meblağa ilaveten ve ayrıca" ibareleri konularak ipoteğin kapsamını genişleten kayıtların eklenmesi ile, üst sınır ipoteği olarak tesis edilen ipotek türünün anapara ipoteğine dönüştürülmesinin mümkün olmayacağı- İpotek akit tablosu uyarınca, şikayetçi bankanın kredi kartından doğan asıl alacak ve fer'ileri toplamının üst sınır ipotek limiti içerisinde, kapsamında bulunduğu anlaşıldığından; mahkemece, şikayetçi bankanın üst sınır ipotek limiti dahilinde kalan asıl alacakları ve fer'ileri toplamı için ayrı bir icra takibi yapıp haciz koydurmasına gerek kalmaksızın, alacağının ilk sırada ödenmesinin mümkün bulunduğunun kabulü ile borçlunun kredi kartı borcu ve fer'ileri toplamı bilirkişiye hesaplattırılıp, üst sınır ipotek limiti kapsamında kalan asıl alacak ve fer'ileri toplamı yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklılarının alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itirazın; itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede, sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerektiği-
İhtiyati haciz kararına dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe başlandığı, aynı gün bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresi sonu olan günün mesai saati bitiminde haczin kesin hacze dönüştüğü; alacaklı vekilinin satış isteyip, avans yatırdığı, icra müdürlüğünce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verildiği, alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğu, ikinci ihalede alıcı çıkmadığından İİK'nın 129/son maddesi hükmü uyarınca, satış talebinin düştüğü, alacaklı vekilince 3. kez, ve 4. kez satış istenildiği, taşınmazın satılmış olduğu anlaşılmakla, İcra Müdürlüğü'nce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verilmesi üzerine alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğunda, bu tarihinten itibaren 2 yıllık yeni bir satış isteme süresi işlemeye başlamayacağı- Mahkemece, şikayetçinin bu satış talebinin 2. ihalede alıcı çıkmaması sebebiyle İİK'nın 129/son maddesi uyarınca düştüğü, 3. satış talebinin ise, kesin haciz tarihinden itibaren başlayan İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık satış isteme süresi içerisinde yapılmadığı ve buna göre şikayetçinin hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca sıra cetveline ilişkin şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Şikayet olunan alacaklı tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmazın haciz tarihinden itibaren iki yıllık kanuni süre içinde satış istendiği, satış avansının yatırıldığı ve satış talebi üzerine icra memurunun "satış şartlarının oluşmadığını" gerekçe göstererek satış talebini reddettiği görülmüş olup, süresi içerisinde alacaklının bir an evvel satışa yönelik iradesini icra dosyasına yansıtmak zorunda olduğu ve isteğini İcra Müdürlüğü'ne iletip avans yatırması ile geçerli bir satış talebinin doğmuş olacağı, bundan sonra satışın da aynı 2 yıllık süre içerisinde yapılması yönünde bir zorunluluk bulunmadığı, söz konusu haczin de geçerliliğini kaybettiğinden söz edilemeyeceği- Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olmasının, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına geleceği- Yatırılan masrafın yetmeyeceği sonradan anlaşılırsa, bunun tamamlanması istenebilirse de, masraf hiç yatırılmamışsa geçerli bir satış talebinin varlığından söz edilemeyeceği-İcra memurunun ret kararı, sadece satışın fiilen yapılamayacağına yönelik bir tesbitten ibaret olduğundan, yasal düzenlemeye uygun olan satış talebindeki haklılığı ortadan kaldıran bir karar niteliğinde bulunmadığının kabulü gerektiği; İcra Müdürünün ret kararının ayrıca İcra Hakimliğince iptalinin talep ve dava edilmesine gerek dahi olmadan mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği- Süresiz şikayet hakkına sahip olan şikayet olunanın, aleyhindeki bu karara karşı İİK'nın 16. maddesine göre süreli şikayet yoluna gitmemesi nedeniyle icra müdürünün kararını iptal ettirilmemiş olmasının, yasaya uygun olarak süresinde yapılan satış talebinin sağladığı hukuki sonuçları ortadan kaldırmayacağı- Alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde, davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-
Sıra cetvelinde hem sıraya hem de alacağın esas ve miktarına itiraz halinde mahkemece önce sıraya yönelik itirazların inceleneceği- Borçlunun 3. kişi elinde henüz mevcut olmayan parasının haciz müzekkeresi ile menkul hükümlerine göre haczedilemeyeceği, 3. kişi nezdinde doğacak alacakların ancak haciz ihbarnamesi ile haczedilebileceği-
Şikayetçi tarafından açılan sıra cetveline itiraz davasında banka taraf olarak bulunmadığından, anılan kararın bu banka açısından kesin hüküm teşkil etmeyeceği-