Mahkemece, şikayete konu KDV alacağı 18.06.2013 tarihinde ödenebilir hale gelse de haciz tarihinde doğması muhtemel bir alacak bulunmakla geçerli bir haczin varlığının kabulü gerektiği anlaşılmakla şikayet olunan kişi aleyhine yapılan şikayetin reddine, alacak hesabına yönelik şikayet bakımından hesaplamanın sıra cetveli tarihi itibariyle yapılması gerektiğinden şikayetin yerinde görülmediği, sıra cetvelinde 2. ve 3. sırada gösterilen alacaklılar şirketlere ilişkin yapılan şikayetlerin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline, bu sıraların sıra cetvelinden çıkartılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece sadece sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yeni bir sıra cetveli tanzim eder şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, kararın bu nedenle şikayet olunan yararına bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediği-
Şikayetçi banka lehine tesis edilen ipoteğin 150.000,00 TL bedelli üst sınır ipoteği olduğu, ipotekte azami miktar belirlenmiş olduğundan, üst sınırı aşan takip giderleri, sözleşme faizleri ve asıl alacağa ilave diğer giderlerin ipoteğin paraya çevrilmesi için başlatılan takipte talep edilemeyeceği, bu husus göz önünde bulundurularak düzenlenen sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Sıra cetveline şikayet- 17 Temmuz 2013 tarihli vekalet ile Y. Ka.'nın vekil tayin edildiği anlaşıldığından, borçlu şirketin temsilcisi Y. K.'ya yapılan tebligatın TK'nun 12. madde hükümlerine göre geçerli olduğu, sıra cetvelinde yer alan şikayet olunanın takip dosyaları nedeniyle, sıra cetveline usulsüz tebligat nedeniyle itiraz edilmiş olup, borçlu tarafından usulsüzlük nedeniyle şikayet veya itirazda bulunulmadığından, sıra cetvelinin düzenlenmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verildiği-
Davalılara ait icra takiplerinin ve dayanağı senetlerin davacının takibinden evvel olduğu, yine davalıların haciz tarihlerinin de davacının haczinden önce olduğu, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince, İİK’nın 100., 143. ve 168. maddeleri hükümleri uyarınca, ihtiyati tedbirin sıra cetveli düzenlenirken dikkate alınamayacağı, bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kayıtlarına konulan hacizlerin tarihleri ve 6183 sayılı Yasa’nın 21. maddesi esas alınarak düzenlenen şikayete konu sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Sıra cetveline itiraz davalarında alacağın maddi hukuk yönünden gerçek olduğunun ispat yükünün davalı tarafta olduğu, mahkemece ispat yükünü her bir davalının, davalı tarafında olduğu gözetilerek HMK‘nın ispat kuralları çerçevesinde her bir alacaklının alacağının muvazaalı olup olmadığının değilse miktarının denetime elverişli şekilde bilirkişiye tespit ettirildikten sonra her bir davacı açısından “ davalının alacağının sıra cetveline kabul edilen oranda çıkarılmasına bu payın yargılama giderleri de dahil olmak üzere davacıya ödenmesine arta kalan miktarın davalıya bırakılmasına” şeklinde hüküm kurulması gerekeceği-
Mahkemece sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş ise de, sıra cetveline itiraz davalarında davanın kabul edilmesi hâlinde sıra cetvelinin iptaline karar verilmeyip, alacağının esasına itiraz edilen kişiye sıra cetvelinde ayrılan payın alacağına yetecek miktarda davacıya özgülenmesine karar verileceğinden, mahkemece sıra cetvelinde davalıya ayrılan paydan davalının alacaklı olduğu 316,31 TL dışındaki kısmın itiraz eden davacıya özgülenmesi bakiye kalan kısım olur ise, davalı idareye bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-