Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, mahkemenin düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi gerektiğinden, kararın hüküm bölümünde sıra cetvelinin iptali ile yetinilmesi gerekirken, gerekçede şikayetçiye ayrılması gereken payın belirtilmesinin ve kararın hüküm bölümünde bilirkişi raporuna atıf yapılmasının doğru olmadığı-
Sıra cetveline itiraz davalarının tebliğden itibaren 7 günlük hakdüşürücü süre içerisinde açılması gerektiği-
İİK. mad. 101/2 uyarınca ilama dayalı birikmiş nafaka alacaklarının ancak bir yıllık süreye tekabül eden kısmının imtiyazlı alacak olduğu-
Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin konut finansmanı kredisinin teminatı olduğu, ipotek aktinde "taşınmazın borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin de teminatı olduğu" yönündeki kaydın yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılması gereken bir kayıt olduğu, ayrıca bankadan kullanılan diğer kredilerin katedildiği, alacağın taraflar arasında kesin halini aldığı konusunda da bir iddia ve ispatın mevcut olmadığı, bu durumda bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine konulan ipotek bedeli dışında borçlunun bankadan kullandığı diğer kredilerin ipotek kapsamında sayılmasının ve bu şekilde davanın kabulünün doğru olmadığı-
Sıra cetveline yönelik şikayetlerde, iflas sıra cetvelinde bir malın aynından doğan vergi alacaklarının öncelikle ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Davalının alacağının tapu kaydına konulan haciz ile sabit olduğu, bu kaydın iptal edildiğine dair herhangi bir mahkeme kararı sunulmadığı ve sıra cetvelinin de 5510 s. K. mad. 93 uyarınca göre on yıllık zamanaşımı süresi dolmadan düzenlendiği anlaşıldığından, sıra cetveline itiraz davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Satış talebinin herhangi bir sebeple reddinin haczi düşürmeyeceği-
Davalı tarafın, takip borçlusu kardeşi ... alacaklı olduğunu ve bu nedenle takibe konu senetlerin tanzim edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine, ... adına kayıtlı bulunan taşınmaz hissesini pay temliki suretiyle devraldığını, ancak diğer bir kardeşinin açtığı tapu iptal ve tescil davası sonucunda pay temlikinin iptal edildiğini ve kardeşler arasındaki husumetin ceza kovuşturmasına da konu olduğunu savunmuş ise de, söz konusu tapu iptal ve tescil davası ile icra takibine konu senedin bir ilgisinin bulunmadığı, davalının, ceza yargılamasında, "...babadan kalma tarlamız vardı, diğer kardeşim ... hissesini satın aldım..." şeklindeki beyanı ile işbu davadaki savunmasının örtüşmediği; anılan davaların ve davalı tarafından gösterilen diğer delillerin alacağın varlığını ve gerçekliğini ispatlamaya yeterli olmadığı- Öte yandan, davalının icra takip tarihi, davacıların icra takip tarihlerinden önce ise de; davacılar ... ve ...'un alacağının 18.12.2007 tarihli banka kredi sözleşmesine, davacı ...'nun alacağının ise 01.12.2009 tarihli kooperatif borç senedine dayalı bulunduğunun anlaşıldığı; temel borç ilişkisinin kurulduğu bu tarihler itibariyle davacıların, davalıya karşı muvazaa iddiasında bulunabileceği; bu durumda, mahkemece, davalının, alacağının dayanağı olan senedin gerçek bir borç ilişkisine dayalı olarak düzenlendiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetveline itriaz davasında, "tapuda satışa konu edilen 3 taşınmazla ilgili resmi senette yazılı bedel ile bunlara karşılık verildiği öne sürülen bono bedeli arasında fahiş fark olduğu" gerekçesiyle ortada muvazaalı bir işlemin olduğu kabul edilmiş ise de, tapuda gösterilen bedelin genellikle gerçek bedel olmadığı, ilgili taşınmazın emlak beyan değerinin dikkate alındığı, keza 2005 yılında 3 taşınmaz bedelinin tapuda gösterilen bedel olduğunun kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğu dikkate alınarak bu hususun başlı başına muvazaaya delil ve gerekçe olamayacağı-
Şikayete konu sıra cetvelinin 1. sırasında yer alan şikayet olunanın  haczinin ilk haciz olduğu, satış tarihinden önce bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine haciz koyduğundan şikayetçilerin, 6183 s. K. mad.  21/1. maddesi uyarınca ilk hacze iştirak hakkı bulunduğu-