Sıra cetveline itiraz davasında, davacı vekilinin, 19.10.2009 tarihli sıra cetvelinde davalının alacağının muvazaalı olması nedeniyle sıranın iptalini talep ettiği halde mahkemece 04.01.2011 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesinin 6100 s. HMK'nın 26. maddesine aykırı olduğu-
Sıra cetveline itiraz davası-
Kayıt kabul davasının maktu harç ve vekalet ücretine tabi olduğu düşünülmeden davacı yararına nispi harç ve vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Şikayetçi avukatın vekâlet ücreti alacağının, Av. K. mad. 166/2 uyarınca, müvekkili iş sahibi adına yaptığı ilk iş olan dava açma tarihine göre, şikayetçi avukatın çalışması sonucunda, müvekkil yararına, ilam gereğince tahsil edilecek para üzerinde rüçhan (imtiyaz) hakkı bulunduğu- Şikayetçi avukatın sözleşme ile kararlaştırılan rüçhanlı vekâlet ücretinin, Av. K. mad. 164/2 gereğince belirlenen sınırların altında kalıp kalmadığı, bu sınırın da her ne kadar takibin dayanağı avukatlık sözleşmesinde aksi kararlaştırılsa da, davanın açılmasından, alacağın tahsil edilip sonuçlanmasına kadar geçen süreçte verilen işin karşılığı tek ücret için geçerli olduğu gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin, şikayete konu ettiği haczin konulduğu icra takibinin tarafı olmayıp, 3. kişi olmakla, anılan dosyadan uygulanan haczin düştüğünü ileri süremeyeceği gibi, haczin devam ettiğine dair kararın kaldırılmasını da talep edemeyeceği, aynı taşınmaz üzerinde kendisinin de haczi bulunan şikayetçi 3. kişinin, şikayet konusu yaptığı hususların, ileride sıra cetveli yapılmasından sonra, sıra cetveline itiraz yoluyla ileri sürülmesi durumunda değerlendirme konusu yapılabileceği-
İİK'da "sıra cetveli yapıldıktan sonra paranın nemalandırılması"na ilişkin bir madde olmadığından, bu nemanın hazineye irat kaydedilmesi gerektiği-
Haczi ayakta olan davacının, sıraya itiraz etmekte hukuki yararının bulunduğu- Borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri iddiasına dayalı aşılan davada, ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu ve davalının alacağının gerçek bir alacak olduğunu birbirini teyit eden ve takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği-
Şikayet olunanın ipoteğinin "üst sınır" ipoteği olduğu, anapara, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerin hiçbir şekilde bu üst sınırı aşamayacağı, aynı taşınmaz üzerine haciz koyduran şikayetçi tarafın yasal süresinde satış istemesi nedeni ile haczinin düşmediği, şikayet olunan tarafa ipotek limitinden fazla ödeme yapılamayacağı-
TBK. mad. 189 ve temlikname uyarınca; temlikin dosya alacağının tamamı yönünden olduğunun kabulü gerektiği- Dosya alacağının tamamı yönünden yapılan hesaplama gereğince şikayetçinin alacaklı olduğu dosyaya ayrılan paya ilişkin sıra cetveli, alacağı temlik eden A.Ş.'ye tebliğ edilmiş olup, dosya kapsamında adı geçen tarafından yapılmış bir itiraza da rastlanmadığından, mahkemece; alacağın temliki işleminin şikayete konu takip dosya alacağının tümü yönünden olduğunun kabulü ile icra müdürlüğünün, bakiye satış parasından takip dosyasına isabet eden paranın, alacağı temlik eden A.Ş. ile şikayetçi temlik alacaklısı arasında garameten paylaştırılmasına yönelik kararının iptali gerektiği-
Şikayetçi alacaklı mahkemeye başvurusunda; icra müdürlüğünün 08.10.2014 tarihli kararı ile ihale bedelinin sıra cetveli yapılmak üzere ilk sırada haczi bulunan icra müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin kararının, ilk sıradaki haczin sürede satış istenmediği gerekçesiyle düştüğü gerekçesiyle iptalini istemiş ise de; şikayetçinin ileri sürdüğü hususlar, satış sonrasında sıra cetveli yapılması halinde sıra cetveline itiraz olarak, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmaması durumunda ise memurluk işlemini şikayet yoluyla ileri sürülebilecek iddialar olup, mahkemece bu aşamada anılan şikayetin dinlenme olanağı bulunmadığından reddi gerekeceği-