Sıra cetveline itiraz davalarının kural olarak genel mahkemelerde görüleceği; itiraz sadece sıraya ilişkinse icra mahkemesinin görevli olacağı-
Şikayet olunanın alacaklı olduğu nafaka alacağına ilişkin takip dosyasının takip tarihi 24.08.2001 olup dava dışı borçlunun maaşına 06.09.2001 tarihinde haciz konulduğu, sıra cetvelinde alacaklıların İİK'nun 206. maddesine göre iflas halinde hangi sıraya girecekler ise o sıraya konulmaları gerektiği, somut olayda şikayet olunanın son bir yıl içerisinde tahakkuk etmiş alacakları birinci sıra alacaklarından olduğu halde şikayetçinin alacağının dördüncü sıra alacaklarından olduğu, son bir yıllık nafaka alacağı dışında kalan nafaka alacaklarının ise dördüncü sıraya yazılması gerektiği, bu durumda haciz tarihinin önem arzettiği, her ne kadar şikayetçinin haciz tarihi sıra cetvelinde 12.11.2004 olarak gösterilmiş ise de maaş haciz tarihinin esasen 12.11.2005 olduğu, şikayet olunan tarafından borçlunun maaşına haciz konulan tarih ise 06.09.2001 olup esasen icra müdürlüğü tarafından sıra cetvelinde maddi hatalar yapıldığı, şikayet olunanın son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan 3.600,00 TL nafaka alacağı ile bu nafaka alacaklarına işlemiş faizler ve tahsil harçları toplamı 4.183,20 TL'nin birinci sıraya yazılması gerektiği, akabinde haciz tarihleri dikkate alınarak şikayet olunanın bakiye 13.137,00 TL alacağının ikinci sıraya yazılması gerektiği, şikayetçinin 2.378,05 TL alacağının ise üçüncü sıraya yazılması gerektiği ancak, dosyaya yatan para 8.050,95 TL olup, bu miktar ilk iki sıra alacağını karşılamadığından üçüncü sırada yer alması gereken şikayetçiye herhangi bir ödeme yapılamayacağı ve sıra cetveli bu şekilde düzeltilse dahi şikayet edenin sıra cetveline itirazda hukuki yararının bulunmadığı-
Sıra cetvelindeki miktarın düzeltilmesi ve masanın bu alacağı ödemeye mahkum edilmesi taleplerinin iflas masası tarafından re’sen yapılması gereken işlemlerden olduğu-
Somut olayda bozma ilamında belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında şirket yetkililerinin söz konusu borçtan sorumlu olduklarının iddia ve ispat edilemediği, ayrıca kamu alacağına konulan ihtiyati haczin henüz kesinleşmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Aynı paraya ilişkin önceki sıra cetveline yönelik olarak, aynı nedene dayalı şikayetin kabul edildiği, şikayetçinin sair taleplerinin reddedilmiş olması nedeniyle aynı iddianın yeni sıra cetveline karşı da ileri sürülebileceği, tarafların borçlularının farklı kişiler olduğu, mahcuzun şikayetçinin borçlusuna ait bulunduğu gerekçesiyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
İcra Müdürlüğü'nün dosyasında ihtiyati haczin kesinleşme tarihi 13.03.2009 olması gerekirken 11.03.2009 yazılmasının maddi hata olarak görülmüş olup HMK mad. 304 gereği bu husus mahallinde her zaman düzeltilebilecek nitelikte görüldüğünden bozma nedeni yapılmadığı, İİK mad. 366 uyarınca onanması gerektiği-
Satış ilanının ve diğer işlemlerin yapıldığı göz önüne alındığında, dosyada bu amaçla bir miktar paranın bulunduğu sonucuna varıldığı, borçluya satış ilanının tebliğ edilememesi nedeniyle satışın düşürülmüş olmasının da haczin düşmesine sebebiyet vermeyeceği, bu durumda mahkemece gerekirse İİK’nun 18. maddesi çerçevesinde bu belirsizliklerin ilgili icra müdüründen sorularak ve dosya üzerinde inceleme yapılarak giderilmesinin gerekeceği-
İcra Mahkemesi şikayet yoluyla önüne gelen uyuşmazlıklarda duruşma açıp açmamak konusunda İcra ve İflas Kanunu’nun 18 nci maddesi uyarınca takdir hakkına sahipse de, sıra cetveline şikayet yoluyla itirazda takdir hakkını duruşma açmak yönünde kullanmasının uygun olacağı, İcra Mahkemesi'nce duruşma açılarak ve sıra cetvelinde pay ayrılan alacaklıya şikayet dilekçesi tebliğ edilerek, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan tüm deliller değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Genel kurulda alınan kararda geçen ve davalı kooperatif yönetimince hazırlanıp bu madde ile genel kurulda kabul edildiği anlaşılan kesin hesap cetvelinde davacı da dahil hiçbir üyenin gecikme faizi borcunun gösterilmediği anlaşıldığına göre, mevcut durum karşısında gecikme faizi borcunun bulunmadığının tespiti istemi ile ilgili açılan bu davanın konusuz kaldığı-