Şikâyetçi ve şikâyet olunanın ihtiyati haczinin aynı anda kesinleştiği, bu durumda İİK.’nun 264. maddesi gereğince ihtiyati haczin icrai hacze dönüştüğü tarihler dikkate alınmak suretiyle, uyuşmazlığa konu söz konusu paranın tarafların alacaklı oldukları belirtilen iki dosya arasında garameten paylaştırılması gerekli olduğu gözetilerek, şikâyet hakkında bu sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, 6183 sayılı yasanın 21/1. maddesine göre, ihale bedelinin, şikayetçi ile şikayet olunanlardan SGK başkanlığı ve bankanın alacaklı olduğu takip dosyaları arasında garameten paylaştırılmasına karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Sıra cetveline itiraz süresinin itirazsız geçirilmesi veya itirazın reddedilmesi ile sıra cetvelinin artık değiştirilmez bir hal alacağı ve taraflar için kesinleşeceği, bu itibarla, sıra cetvelinin taraflar bakımından hukuki netlik ifade etmesinin önemli olduğu-
Mahkemece, şikayet edilen alacağının limitle sınırlı olduğu, limiti aşan miktar yönüyle öncelik hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, istemin kabulüne karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
İİK.’nun 142. maddesine göre; itiraz alacağın esas ve miktarına taalluk etmeyip yalnız sıraya dair ise inceleme görevinin İcra Mahkemesi’nin olduğu, şikâyetçinin iddiası, şikâyet olunanın alacağının esas ve miktarına ilişkin olmayıp, haczin önceliğine dayalı bulunduğundan, esas hakkında bir karar verilmek gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Konya 4. İcra Mahkemesi'nin 2010/813 esas, 2010/1295 karar sayılı dosyasında şikayetçi Medaş'ın sıra cetveline itiraz ettiği, yargılama sonunda, 2007/665 sayılı dosya alacaklısının 1. sıraya alınmasına ilişkin işlemin iptaline karar verildiği, Konya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/12871 sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde 14.05.2010 tarihli sıra cetveline itiraz etmeyen alacaklılar yönünden bu sıra cetvelinin kesinleştiği, sıra cetveline itiraz eden şikayetçi Medaş'ın 1. sıraya alınması gerektiği-
Şikâyetçi vekili, müvekkilinin alacağının kamu alacağı olup, paylaşıma konu paranın sıra cetvelinde 1. ve 2. sıradaki alacaklılara ödenmesinin doğru olmadığını ve müvekkiline ödeme yapılması gerektiğini ileri sürdüğüne göre, 1.ve 2. sıra alacaklılarına dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edilmeden ve dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
İhtiyati haczin kesin hacizlere iştirakini düzenleyen İİK’nun (30.7.2003 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 4949 sayılı Yasa ile değişik) 268. maddesine göre önceki tarihli ihtiyati haczin, henüz kesinleşmediği bir dönemde, bir başka alacaklı tarafından konulan kesin hacze iştiraki için, aynı Yasa’nın 100. maddesindeki şartları da sağlaması gerekeceği; somut olayda şikayetçinin takibi anılan hükümde gösterilen belgelerden birine dayanmadığından, bu şartın yerine getirildiğinden söz edilemeyeceği- Kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile yapılan takipte ihtiyati haczin, ödeme süresinin dolması ile kesin hacze dönüştüğünün ve genel haciz yolu ile takibe vaki itirazın iptali davasında karar tarihinin, ihtiyati haczin kesinleşme tarihi olduğunun gözden kaçırılmasının kabul şekli itibarıyla doğru olmayacağı-
Hakimin, Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygulayacağı, şikâyetçi vekili itirazını, şikâyet olunanın dayandığı belgenin, deniz ödüncü senedi niteliğinde olmadığı iddiasına dayandırmış olduğundan, mahkemece, anılan yasal düzenleme çerçevesinde inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, dayanak belgenin TTK. hükümleri uyarınca deniz ödüncü senedi sayılmayacağı ve rehin hakkı bahşetmeyeceği yönündeki raporun hükme esas alınması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Sıra cetveline yönelik şikâyetlerin kabulü halinde, sıra cetvelinde yer alan diğer alacaklıların haklarının etkileneceği, bu durumda icra mahkemesinin şikâyetinin, şikâyet sonucunda hakları etkilenecek olan diğer alacaklılara yöneltmesinin ve İİK.’ nun 18. maddesindeki takdir hakkını duruşma açmak yönünde kullanmasının gerekeceği-