Mahkemece, dosya kapsamına göre; S. İcra müdürlüğü dosyasında ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihinin 13.04.2011, takibin kesinleşme tarihinin 19.04.2011; Merkez Bankası’ndaki mevduata konulan haciz tarihlerinin S. İcra müdürlüğünün dosyasında 26.04.2011 ve şikâyetçinin alacaklı olduğu A. İcra müdürlüğü dosyasında M.B.’ndaki mevduat üzerindeki haciz tarihinin 04.05.2011 olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nun 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişinin elinde mevcut olması gerektiği- Şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında borçlunun Maliye Muhasebe Müdürlüğü'ndeki alacakları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği gözetildiğinde, takibin kambiyo senedine dayalı olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haczin ödeme süresi olan 10 günlük sürenin dolduğu tarihte kesinleştiğinin kabul edileceği- Şikayetçinin haczinin kesinleştiği tarihten itibaren İİK'nın 106. maddesindeki bir yıllık süre içerisinde bu paranın icra dosyasına celbini istemediği, bu nedenle haczinin anılan 110. madde hükmü uyarınca düştüğü anlaşıldığından, mahkemece, sıra cetveline ilişkin şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
Mahkemece, ilk haciz olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmayan ve sıra cetvelinin 2. sırada gösterilen A. İcra müdürlüğünün dosyası celbedilerek, şikâyet olunanın alacaklı olduğu sıra cetvelinde 3. sırada gösterilenin dosyasındaki haczin, İİK.’ nun 100. maddesine göre A. İcra müdürlüğü dosyasındaki hacze iştirak koşulları bulunup bulunmadığı araştırılıp tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, şikâyet olunan ve şikâyetçinin hacizlerinin birbirine iştiraki hususunun değerlendirilip buna göre hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Tesis tarihinde yürürlükte bulunan 6782 sayılı TTK.’nun 877. maddesine dayalı kanuni rehin hakları için TMK.’ nun 809,810 ve 811. maddeleri uygulanacağından, bu hakların, kendilerinden önce tesis ve tescil edilen gemi ipoteğinin önüne geçemeyecekleri; şikâyetçinin alacaklarının da 6762 sayılı TTK’ nun 1235. maddesinde sayılan gemi alacaklısı hakkı kapsamında bulunmadığından, şikâyetin reddine dair mahkeme kararının onanmasının gerekeceği-
Sıra cetveline karşı şikâyette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılmasının kanunun amacına uygun düşeceği-
Genel mahkemede görülen davada sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi mümkün olmayıp, sadece sıra cetvelinde davalıya ayrılan satış bedelinin dava masrafları da dahil edilmek üzere davacıya ödenmesine, kalan paranın ise davalıya ödenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece dava, sıra cetveline itiraz mahiyetinde görülerek süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddedilmişse de, davacının iflas masasına önceki tarihte yaptığı itiraz üzerine iflas masasınca alacağın İİK.’ nun 236. maddesi uyarınca kabulüne karar verilmiş olması hususu gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde süre yönünden reddinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Somut olayda, şikâyet edilen kurum alacağının zamanaşımına uğradığı ve miktarının yeterince araştırılmadığı iddia edilmekte olup, alacağın esasına ilişkin itiraz bulunduğundan davanın genel mahkemelerde görülmesinin gerekeceği, bu durumda, İcra mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece şikâyetçinin alacağının akitten kaynaklanması nedeniyle 6183 sayılı Kanunu’n 21. maddesindeki iştirak kapsamına girmediği gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece görevsizlik ya da yetkisizlik durumlarında HMK.’nun 331/2. maddesi uyarınca karar verilmesi gerekirken, bu hükme aykırı olarak harç yargılama gideri ve vekâlet ücretine de görevsizlik kararı ile birlikte hükmedilmesinin hükmün bu nedenlerle bozulmasına sebep olacağı-